Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/875
Karar No: 2020/366

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/875 Esas 2020/366 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/875 E.  ,  2020/366 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 13. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 361-622

    İş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçundan sanıklar ..., ... ve ..."ın, TCK"nın 116/2, 119/1-c, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına; ayrıca sanık ... hakkında aynı Kanun"un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına ilişkin Bakırköy 51. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 02.12.2015 tarihli ve 527-778 sayılı hükümlerin, sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 22. Ceza Dairesince 09.05.2016 tarih ve 3049-7640 sayı ile;
    "5237 sayılı TCK"nın 116/2. maddesi ile kişilerin mesleki faaliyetleri ve meslek icra alanlarının güvence altına alındığı, iş yeri olarak kullanılmayan, salt eşyaların muhafazası için kullanılan, herhangi bir ticari faaliyetin yürütülmediği ve bir iş yerinin eklentisi niteliğinde olmayan yere girilmesinin iş yeri dokunulmazlığını bozma suçunu ne surette oluşturduğu açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 26.09.2016 tarih ve 361-622 sayı ile;
    "...İş yeri dokunulmazlığını bozma eylemlerinin düzenlendiği TCK"nın 116/1-2. maddesinde "Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan iş yerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde" cezaya hükmedileceği düzenlenmiştir.
    Mahkememiz dava dosyasında suça konu olan yer mağdurun iş yerine ait depo olarak kabul edilmiş olsa dahi TCK"nın 116/2. maddesinde belirtilen "açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yer" niteliğinde bir yer olmaması, bu yere sahibi ve yetkilileri dışında başka kişilerin de izin almaksızın girebilmelerinin yasaya uygun olmaması, bu tür yerlere izinsiz girmenin suç olarak kabul edilmemesi, iş yeri sahiplerinin mağduriyetlerine de neden olacağından bu iş yeri deposuna izinsiz girme eylemi TCK"nın 116/2. maddesinde düzenlenen suç tipine uygun olduğundan, yasaya uygun olmadığı düşünülen Yargıtay bozma ilamına uyulmamasına karar verilmiştir." şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanıkların mahkûmiyetlerine karar vermiştir.
    Bu hükümlerin de sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.12.2016 tarihli ve 378993 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya, 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesiyle değişik CMK"nın 307. maddesi uyarınca, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26.07.2016 tarihli ve 263 sayılı kararı ile kararına direnilen Yargıtay 22. Ceza Dairesinin kapatılmasına karar verilmesi nedeniyle aynı karar uyarınca bu Daireye ait işlerin 1/3 oranında devredildiği Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmiş, aynı madde gereğince inceleme yapan Yargıtay 13. Ceza Dairesince 08.06.2017 tarih ve 19659-6907 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Muhammet Ayıklar hakkında yaş küçüklüğü nedeniyle soruşturma aşamasında tefrik kararı verilmiş olup inceleme dışı sanık... hakkında hırsızlık suçundan verilen mahkûmiyet kararı temyiz edilmeksizin; inceleme dışı sanık... hakkında mala zarar verme ve iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları itiraz edilmeksizin; sanıklar hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri ise Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin ve temyizin kapsamına göre inceleme sanıklar hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçlarından kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların girdikleri yerin iş yeri niteliğinde olup olmadığı, bu bağlamda, sanıklara atılı iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Yakalama tutanağında; 28.08.2015 tarihinde saat 08.30 sıralarında ekiplerce devriye görevi ifa edildiği sırada dört erkek şahsın Ceviz Sokak üzerinde park hâlinde bulunan... plakalı, beyaz renkli, Renault Master marka araçtan poşet indirmekte olduklarının görüldüğü, ekipleri fark eden şahısların kaçmaya başladığı, kovalamaca sonunda..., Muhammet Ayıklar, ... ve ..."ın yakalandığı, ... isimli şahsın ise kaçarak izini kaybettirdiği, aracın içi incelendiğinde 4950 adet büyük poşetler içinde üzerinde herhangi bir ibare ve etiket bulunmayan erkek tişörtü, 378 adet British marka erkek tişörtü ve 54 adet yelek ele geçirildiği, yakalanan şahıslara bu malzemeleri nereden aldıkları sorulduğunda, ... ile birlikte Güneştepe Mahallesindeki bir yerden çaldıklarını, ..."ın bu malzemeleri satmak üzere kendilerini buraya getirdiğini söyledikleri, bunun üzerine Haber Merkezinin aranarak Güneştepe Mahallesi civarında bulunan bir iş yerinden tekstil ürünü hırsızlığı olduğu yönünde bir müracaat bulunup bulunmadığının sorulduğu, aynı gün sabah saatlerinde ... isimli şahsın tekstil ürünlerinin çalındığına ilişkin 155 Polis İmdat hattını aradığı, müracaat etmek üzere Polis Merkezine yönlendirildiğinin bildirilmesi üzerine şahısların yakalandığı bilgilerine yer verildiği,
    Olay yeri inceleme raporuna göre; deponun alüminyum giriş kapısı üzerinde zorlama izlerinin olduğu, asma kilidin kırılarak içeriye girildiği, yerde dağınık vaziyette tekstil malzemelerinin bulunduğu,
    CD inceleme tutanağında; hırsızlık olayının meydana geldiği deponun arka sokağında bulunan Cumu Tekstil isimli iş yerinin güvenlik kamera kayıtları incelendiğinde 28.08.2015 tarihinde saat 06.12.06"da ..."ın beyaz renkli Renault Master marka araçtan inerek etrafta bulunan dükkanların kepenklerine çıkıp içeride malzeme olup olmadığını kontrol ettiği, saat 06.12.56"da aynı araca binerek mağdurun deposunun bulunduğu Dicle Sokak tarafına doğru gittiğinin tespit edildiği,
    Kıymet takdiri, teşhis ve teslim tutanağında; ele geçirilen ve toplam değeri 33.426 TL olduğu beyan edilen tekstil ürünlerinin teşhis ile mağdura teslim edildiğinin bildirildiği,
    Anlaşılmıştır.
    Mağdur ... aşamalarda; tekstil işi ile uğraştığını, ... sayılı adreste deposunun bulunduğunu, bazı günler depoya hiç gitmediğini, en son hırsızlık olayından iki gün önce deposuna uğradığını, olay tarihinde sabah saat 06.30 sıralarında komşularının haber vermesi üzerine depoda hırsızlık olayı meydana geldiğini öğrendiğini, yaptığı incelemede kapı kilidinin kırılarak depoya girilip toplam değeri 30.000 TL civarında olan tişört, yelek gibi tekstil ürünlerinin çalındığını tespit ettiğini, polisler tarafından ürünlerin hepsinin iade edildiğini, şikâyetçi olmadığını beyan etmiştir.
    Sanık ...; olay tarihinde sanıklar ..., ... ve yaşı küçük ... ile birlikte inceleme dışı sanık..."nın kullanmış olduğu araçla gezmekte olduklarını, kendisinin bu sırada alkollü olup alkolün etkisiyle hırsızlık olayını gerçekleştirdiğini,
    Sanık ...; inceleme dışı sanık..."nın kullandığı araçla dolaştıkları sırada mağdura ait deponun önünden geçtiklerini, sonra araçtan indiklerini, yaşı küçük..."ın bir demir parçası ile deponun kapı kilidini kırdığını, hep birlikte içeri girerek suça konu ürünleri çaldıklarını,
    Sanık ...; suçlamayı kabul ettiğini, mağdurun deposundan tekstil ürünlerini çaldıklarını, daha sonra bu malzemeleri satmak amacıyla bir yere götürdüklerini, şüphe üzerine polislerin kendilerini yakaladığını,
    Savunmuşlardır.
    Uyuşmazlığın konusunu oluşturan konut dokunulmazlığının ihlâli suçu TCK’nın “Kişilere Karşı Suçlar” kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümündeki 116. maddesinde;
    “1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    2) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
    3) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
    4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiş,
    Madde gerekçesinde; “Madde, Anayasanın 21. maddesinde güvence altına alınan konut dokunulmazlığını ihlâl fiillerini suç olarak tanımlamaktadır. Konut dokunulmazlığının ihlâli, kişinin kendisine özgü barış ve sükûnunu ve yuvasındaki yaşamının sulh ve selametle cereyanı için var olması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir.
    Bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükûnu ihlâl eyleyen bu fiillerin, hürriyete karşı işlenen suçlar arasında bir suç olarak tanımlanması uygun görülmüştür.” biçiminde açıklamalara yer verilmiştir.
    Madde gerekçesinde de özenle vurgulandığı üzere konut dokunulmazlığının ihlâli ile mülkiyet ve zilyetlik hakkı değil kişi hürriyeti korunmaktadır. Kanunda mülkiyet ve zilyetliği koruyan başka hükümler bulunmakta olup bu suçla kişilerin konutlarındaki güvenlik duygusu, sükûn ve huzurlarının korunması amaçlanmaktadır.
    Gelinen aşamada "iş yeri" ve "eklenti" kavramları üzerinde de durulmalıdır.
    Türk Ceza Kanunu"nda iş yeri ve eklenti kavramlarının tanımı yapılmamış, bu kavramlardan ne anlaşılması gerektiği öğreti ve uygulamaya bırakılmıştır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun ikinci maddesine göre iş yeri; işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birim olarak tanımlanmış; aynı maddenin ikinci fıkrasında işverenin iş yerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçların da iş yerinden sayılacağı; üçüncü fıkrada da iş yerinin, iş yerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütün olduğu belirtilmiştir.
    Türk Dil Kurumu Sözlüğünde iş yeri; "bir görevin yapıldığı yer, işçinin iş sözleşmesine göre çalıştığı yer" olarak tanımlanmış, öğretide; "esas olarak belirli bir zaman dilimi içinde ya da sürekli, sınaî, sanatsal, bilimsel ve benzeri amaçlara hizmet eden, sabit ya da sabit olmayan kapalı işletme veya satış yerleri" şeklinde açıklanmıştır (Serap Keskin Kiziroğlu, Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu, Birinci Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara 2010, s. 68.).
    Eklenti ise, Türk Dil Kurumu sözlüğünde; "herhangi bir yapıya göre ayrı bir işlevi bulunan bölümler veya yapılar, bir bütünü tamamlayan diğer küçük bölümler" şeklinde tanımlanmış olup öğretide de; "doğrudan doğruya veya dolaylı olarak konuta bağlı olup fiilen konutun kullanılmasına özgülenen veya onu tamamlayan, o yerin başkasına aidiyetini simgeleyen, engellerle dış dünyadan ayrı tutulmuş yer" (Durmuş Tezcan, Mustafa Ruhan Erdem, Murat R. Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 15. Baskı, Ankara, 2017, s. 528), "binaya doğrudan veya dolayısıyla bağlı olan ve binanın hizmetine tahsis edilen, onu tamamlayan mahaller" (Nur Centel, Hamide Zafer, Özlem Yenerer Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Cilt 1, 3. Baskı, İstanbul, 2016, s. 321), "konuta bitişik veya yakın olması şart olmayan, dış dünyadan belirli işaretlerle ayrılan ve rıza hilâfına girildiğinde konuttakilerin huzur ve sükûnunun bozulduğu yerler" (Veli Özer Özbek, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 12. Baskı, Ankara, 2017, s. 432) şeklindeki tanımlamalara yer verilmiştir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanıklar ..., ... ve ..."ın, olay tarihinde gündüz vakti sayılan saat 06.12 sıralarında mağdurun deposunun kapı kilidini kırarak çok sayıda tekstil ürünü çaldıkları olayda;
    Suça konu deponun asıl işin yapıldığı iş yerinin eklentisi sayılabilmesi için iş yerine bitişik ya da yakın olması gerekmemekte ise de, mağdur ..."in, tekstil işi ile uğraştığı, deposuna bazı günler hiç gitmediği, en son olay tarihinden iki gün önce uğradığı yönündeki beyanı ile sanıklardan ele geçirilen ürünlerin sayısı da gözetilerek suça konu deponun mağdurun iş yerinde ürettiği mallarını koymak için kullandığı ayrı bir yer niteliğinde olması, mağdurun depoda üretim yapıldığı yönünde bir beyanının da bulunmaması karşısında, mağdur tarafından ihtiyaç hâlinde malzeme koymak amacıyla gidilen ve tekstil işine yönelik bir üretim yapılmadığı anlaşılan deponun iş yeri veya eklentisi niteliğinde olmadığının, bu bağlamda iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
    Bu itibarla Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin atılı suçtan sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Bakırköy 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.09.2016 tarihli ve 361-622 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin, sanıklar ..., ... ve ..."a atılı iş yeri dokunulmazlığının ihlâli suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 22.09.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi