10. Hukuk Dairesi 2015/6743 E. , 2016/8656 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
.
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir,
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 23.07.2003 tarihli iş kazasında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerden oluşan Kurum zararının tahsili istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 9, 10 ve 26. maddeleridir.
Dosya kapsamına göre; davalı şirkette ait inşaatta çalışan kazalının, 15x150 cm ebadındaki tahtaları kolona tutturmak için demir kelepçe yaparken vurduğu demirden kopan çapağın sol gözüne isabet etmesi ile yaralandığı, anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 9. maddesi - (Değişik : 25.08.1999 - 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ""İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.
(Ek : 14.07.1999 - 4410 / 1 md.) ...i Bakanlığının sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir. ""
506 sayılı Yasaın 79. maddesi-(Değişik birinci fıkra 29.07.2003 tarih ve 4958 sayılı Yasa"nın 37.maddesi) "İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalının sigorta primleri ve destek primi hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları ile bu primleri gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen asıl veya ek belgeleri ait olduğu ayı veya dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren bir ay içinde yazılı olarak Kuruma bildirmekle yükümlüdür.İşverenin, sigortalıyı, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 7. maddesine göre başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devretmesi halinde, sigortalıyı devralan, geçici iş ilişkisi süresine ilişkin bu fıkrada belirtilen belgelerin aynı süre içinde, işverene ait işyerinden Kuruma verilmesinden işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur" düzenlemeleri öngörülmüştür. Anılan Yasanın 10. maddesine göre ise; 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceği düzenlenmiştir. Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10. maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
Tüm bu bilgiler ışığında, mahkemece, işyeri tescil dosyası getirtilerek, işyerinin hangi tarih itibariyle kapsama alındığı ve hangi tarihte kapsama alınması gerektiği ile sigortalının hangi tarihte işe girdiği yöntemince araştırılarak, işe giriş tarihi hiç bir şüpheye mahal vermeyecek şekilde belirlenerek, 10. madde şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılmalıdır.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgulara göre araştırma ve irdeleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.