20. Hukuk Dairesi 2013/9317 E. , 2014/2917 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 31.01.2006 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyü, ... mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, davacının babası ..."dan kaldığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Müdahil vekili, 17.11.2006 tarihli dilekçesi ile taşınmazın muris ... ve davacı ... ile müvekkili tarafından imar ve ihya edildiğini, taşınmazın sağlığında ... tarafından ölünce de davacı ve katılan tarafından kullanıldığını belirterek ½ hisselerle davacı ve müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, 20.06.2008 tarihli krokide (B) harfi ile gösterilen 8707 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile davacı ve müdahil adlarına tapuya tesciline, (A) harfi ile gösterilen 2847 m2 bölümünün ... adına tesciline karar verilmiş; davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/06/2010 gün ve 2010/7447 – 8128 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; yörede yapılan orman kadastrosuna ilişkin belgelerin tümü getirtilmemiş, hükme dayanak alınan orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı dışında olduğu açıklanmıştır. Dairenin 24.03.2010 günlü geri çevirme kararı üzerine hazırlanan ek raporda, 1963 tarihli memleket haritasında taşınmazın çalılık işaretli alanda işaretlendiği, hava fotoğraflarının incelenmediği anlaşılmaktadır.
Kural olarak; bir yerde, 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden sonra yapılıp kesinleşen orman kadastrosu varsa, o yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesinleşen orman kadastrosu harita ve tutanaklarının uygulanması sonucu belirlenecektir.
Ne var ki; çekişmeli taşınmazın öncesi Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan ve 4721 sayılı Kanunun 713. maddesi uyarınca açılan tescil davalarında çekişmeli taşınmazın yalnızca kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp zilyetlikle kazanılması koşullarının bulunup bulunmadığının ve ayrıca, 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış orman olup olmadığının da araştırılması ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında orman sayılan yer olması halinde, kesinleşen orman sınırı dışında kalan taşınmaza yönelik açılan
davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece yapılacak araştırma ve inceleme ile dava konusu taşınmazın zilyelikle kazanılması mümkün olup olmadığının belirlenmesi ve zilyetlikle kazanılması mümkün olan yerlerden olduğu takdirde, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların araştırılması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 20.06.2008 tarihli rapor ve krokide (B) harfi ile gösterilen 8.707,13 m2 kısmın kuru tarım arazisi vasfı ile davacı ... ve katılan ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir..
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili ist... ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 26.04.1985 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1960 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Çekişmeli taşınmaz, bu çalışmada taşlık ve çalılık olarak tapulama harici bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yönt... uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 06/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.