8. Hukuk Dairesi 2012/593 E. , 2012/6594 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Çamardı Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 29.11.2011 gün ve 172/246 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili ve asli müdahil ... taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, kadastro çalışmalarında Hazine adına tescil edilen 125 ada 10 ve 130 ada 8 parsellerin vekil edeninin 1980 yılından bu yana 25-30 senedir zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu açıklayarak Hazineye ait tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, taşınmazların öncesi ve şimdiki hali ile zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacının kazanmayı sağlayan zilyetliği bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, Yelatan Köyü 125 ada 10 parsel ve 130 ada 8 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 125 ada 10 ve 130 ada 8 parseller 2004 yılında yapılan kadastro çalışmalarında zilyetlikle iktisabı mümkün Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu açıklanarak Hazine adına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi gereği tesbit edilmişler, tutanaklar 30.12.2005 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmişlerdir.
Öncelikle dava ... tarafından Hazine aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında yargılamaya, bu taraflarla devam edilerek hüküm kurulmuştur. ... tarafından hükümden sonra temyiz isteğinde bulunulmuş ve kararın bozulması istenmiş ise de, ... yargılama sırasında taraf sıfatını almamıştır. Hüküm kuruluncaya kadar asli müdahalede bulunulabilmesi mümkündür. Bu nedenle ..."ın temyiz dilekçesinin hüküm kuruluncaya kadar yargılamada taraf olmaması ve kendisi ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmaması sebebiyle kararı temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Davalı Hazine vekilinin temyiz isteğine gelince; Dava konusu taşınmazlardaki davacının zilyetliği, temel kazmak, ev yapmak amacı ile çakıl, kum ve taş dökmek şeklinde açıklanmıştır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar, öncesinde taşınmazların boş olduğunu, davacının dava konusu taşınmazları 1980 yılında dozerle düzleştirdiğini, o tarihlerde taşınmazı kim açtırdı ise, onun sayıldığını, ev yapmak için yaptığı düzleştirme sonrası maddi imkansızlık sebebiyle evini yaptıramadığını, 1980 yılından beri bu hali ile durduğunu ifade etmişlerdir. 20.11.2011 tarihli raporunda ziraat mühendisi bilirkişisi; dava konusu taşınmazların organik maddece çok fakir, işlenebilen toprak derinliği 5-7 cm civarı, aşırı taşlı, tarımsal olarak değerlendirilemeyecek, tarım arazisi vasfında olmayan ve üzerinde de herhangi bir bitki bulunmayan yerler olduklarını açıklamış, rapor ekinde de fotoğraflar sunmuştur. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir.
Bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle tapuya tescil edilebilmesi için taşınmazın niteliği itibariyle kazanmaya elverişli yerlerden olmasının yanında ekonomik amaca uygun bir zilyetliğin de sürdürülmüş olması gerekir, davacının kazanmayı sağlayan zilyetlik iddiası, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile özellikle ziraat mühendisi bilirkişinin gerekçeli raporundaki açıklamalar ve ekinde sunduğu fotoğraflar birlikte dikkate alındığında davacının dava konusu taşınmazlar üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyetinin olmadığı, dozerle ev yapmak amacı ile taşınmazları düzlemek şeklindeki eyleminin ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak kabul edilemeyeceği, fotoğraflardaki taşınmazların durumunun da aşırı taş ve kayalar nedeni ile imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması karşısında davacı lehine kazanma koşulları gerçekleşmediği, davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı dikkate alınarak, taşınmazların niteliği ve kullanım şekilleri itibariyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken toplanan deliller hatalı değerlendirilerek yazılı şekilde kabule karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 38,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden asli müdahile iadesine 29.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.