20. Hukuk Dairesi 2014/85 E. , 2014/2889 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ömerli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2012/149 - 2013/142
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı M.. D.. vekili 10.08.2009 tarihli dava dilekçesi ile sulh hukuk mahkemesinde açtığı dava ile; dedesinden kendisine intikal eden tapulu taşınmazlarının kadastro sırasında 113 ada 1 parsel sayısı ile orman vasfı ile tesbit gördüğünü ve tapuya tescil edildiğini ileri sürerek, S.. Köyü 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan tapulu taşınmazlarına ait yerlerin tapusunun iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiş; yargılama sırasında davanın değeri itibari ile asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilerek dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile orman ve fen bilirkişileri tarafından düzenlenen raporda (B) harfi ile gösterilen 20781,41 m2 taşınmazın tapu kaydının iptali ile bu kısmın kıraç arazi vasfı ile davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılmış ve 29.09.2008 - 30.10.2008 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile (B) harfli kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmişsede yeterli inceleme ve arştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; davacı tarafından dayanılan tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavillü kayıtları Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığından getirtilmemiş ve revizyon görüp görmedikleri araştırılmamıştır. Ayrıca, davacının dayandığı tapu kayıtları ile davacı arasındaki irsî ilişki yeterince araştırılmamış, sadece tanık ve yerel bilirkişilerin soyut beyanları ile yetinilmiştir. Davacının dayandığı tapu kayıtlarının her ne kadar keşifte uygulandığı belirtilmiş ise de; tanık ve yerel bilirkişiler tapu kaydında yazan sınırlardaki taşınmazların kimlere ait olduklarını belirtmişler, ancak, dava konusu taşınmazın dört tarafı 113 ada 1 sayılı orman parseli ile çevrili olduğundan tanık ve yerel bilirkişilerin davalı taşınmazın sınırında olduğunu belirttiği taşınmazların neresi olduğu denetlenememiştir. Dosyaya alınan orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmiş olmasına karşın rapor ekinde yer alan memleket haritasındaki gösterimde davalı taşınmazın çalılık ve yapraklı ağaçların olduğu alanda gözükmektedir.
O halde; mahkemece, davacının dayandığı tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte dosyaya getirtildikten ve tapu kayıtlarının başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırıldıktan ve tapu kayıtlarıyla satış senedinde adı geçen kişi ile davacı arasındaki irsî ilişki belirlendikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin en eski tarihli memleket haritası ve dayanağı hava fotoğraflarında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, memleket haritası ve hava fotoğrafları fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun tespiti halinde davacının dayandığı tapu ve vergi kayıtları ile satış senedi dava konusu taşınmaza uygulanmalı, mahallî bilirkişi ve tanıkların kayıtlarda yazan sınırları göstermeleri sağlanmalı, fen bilirkişiden tapu ve vergi kaydı ile satış senedindeki sınırları gösterecek şekilde rapor hazırlanması istenmeli, davacının dayandığı tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaza uymadığının belirlenmesi hâlinde, dava konusu taşınmazın dört tarafı ormanla çevrili olduğuna göre, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmayacağı düşünülmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nednlerle davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.