Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6702
Karar No: 2012/6573
Karar Tarihi: 29.06.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/6702 Esas 2012/6573 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, mal rejimi tasfiyesi davasının reddine karar verdi. Ancak, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın gerekçelerinin yazılmaması usul ve kanun hükümlerine aykırıdır. Yargıtay, üç adet taşınmaz ile iki adet aracın rayiç değerlerinin tespit edilerek, mal varlığındaki davalının payı ve davacının talep ettiği alacak miktarının göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti. Bu nedenle, yerel mahkeme kararı bozuldu. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır: ihtiyati tedbir için 6100 sayılı HMK'nun 389. maddesi, itiraz üzerine ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılması için ise 391/2 f. b bendi uyarınca tedbirin açık ve somut olarak sebebe ve delillere dayandırılması gerekmektedir. Gerekçenin hükmün dayandığı hukuk esaslarını açıklaması gerekmektedir. Mahkemelerin kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır T.C Anayasasının 141/3. maddesi gereği.
8. Hukuk Dairesi         2012/6702 E.  ,  2012/6573 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Mal rejimi tasfiyesi

    ... ile ... aralarındaki mal rejimi tasfiyesi davasının reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 01.06.2012 gün ve 341/1 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekilleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı ... vekilleri, tarafların 1984"te evlendiklerini ve aralarındaki boşanma davasının halen devam ettiğini, evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına tescil edilen, ...plakalı araç, ...plakalı araç, 4833 sayılı parselde bulunan A blok 2 no"lu, ¼ arsa paylı dubleks mesken, 3033 ve 3035 parsel sayılı tarlanın edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında bulunan mallar olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000 TL’nin tasfiye tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve dava konusu taşınmazlar ile araçların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için üzerlerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, 01.06.2012 tarihli tensip tutanağı ile davacı vekilleri tarafından dava dilekçesiyle talep edilen tedbir taleplerinin HMK.nun 389. ve devamı maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir. Tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararına karşı davacı vekilleri süresinde temyiz itirazında bulunmuştur.
    Dava, taraflar arasında görülen mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup derdesttir. 6100 sayılı HMK.nun 341/1. fıkrasında, ilk dereceli mahkemelerden verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmişse de aynı Kanunun Geçici 3/3.fıkrasında, Bölge Adliye Mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı HUMK.nun bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı belirtildiğinden ve HMK.nun 391/3. maddesi gereği ihtiyati tedbir isteğinin reddine ilişkin karlara karşı kanun yoluna gidilebileceğinden Dairemizce temyiz incelemesi yapılmıştır.
    T.C Anayasasının 141/3. maddesi hükmüne göre, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır. 6100 sayılı HMK.nun 297. maddesinde (HUMK 388) mahkeme hükmünde bulunması gereken hususlar bentler ve fıkralar halinde açıklanmıştır. Maddenin gerekçeyi düzenleyen “c” bendinde, tarafların, iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin bulunmasının gerektiği düzenlenmiştir. Aynı Kanunun ihtiyati tedbiri düzenleyen 391/2 f. b bendinde de, tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığının açıklanmasının gerektiği belirtilmiştir. Aynı düzenleme, itiraz üzerine verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması kararları için de geçerlidir.
    Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (resen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472).
    Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, başka bir anlatımla kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları tatmin etmez (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK.na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472).
    Gerekçesiz karar, mahkemelerle, yargıya olan güveni sarstığı gibi, taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözüme kavuşturacak nitelikte olmaz.
    Somut olayda; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmekle birlikte, söz konusu kararın dayandırıldığı gerekçelerin yazılmamış olması anılan usul ve kanun hükümlerine aykırıdır.
    İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı yan, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50.000 TL’nin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, talebin reddine karar verilmiştir.
    İhtiyati tedbir, kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır (Medeni Usul Hukuku 12.Baskı Sh.714-Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes). Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.
    Nitekim 6100 sayılı HMK.nun 389. maddenin birinci fıkrasında "mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" hükmüne yer verildikten sonra devam eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması gibi sair hususlarda yapılması gerekli usul ve prosedür açıklanmıştır.
    Anılan yasal düzenlemeler ışığında; mahkemece, öncelikle haklarındaki ihtiyati tedbir talep edilen üç adet taşınmaz ile iki adet aracın rayiç değerleri konusunun uzmanı bilirkişi ya da bilirkişilere tespit ettirilerek, bu mal varlığındaki davalının payı ve davacı tarafın görülmekte olan davada talep ettiği alacak miktarı da gözönünde bulundurularak, davanın lehine sonuçlanması durumunda davacının talep miktarını karşılayıp karşılamayacağı da dikkate alınarak talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken; bu husus gözardı edildiği gibi gerekçe de belirtmeksizin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı vekillerinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin olarak verilen yerel mahkeme kararının 6100 sayılı kanunun Geçici 3. Maddesi yollaması ile uygulanacak olan HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 1086 sayılı HUMK.nun 440 ve 6100 sayılı HMK.nun 394/5. fıkrası uyarınca karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 29.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi