3. Hukuk Dairesi 2017/7017 E. , 2017/15829 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne ve tahliyeye yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava konusu kiralananda intifa hakkı sahibi olduğunu, çıplak mülkiyet sahibi... tarafından taşınmazın kiralandığını, davalı kiracıya noter ihtarı ile dava konusu taşınmazın intifa hakkına sahip olduğunu, kiraların davacıya ödenmesi gerektiğini bildirdiği halde ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında icra takibi başlattıklarını ileri sürerek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ; malik... ile kira sözleşmesi yaptığını, kira bedellerini de..."a ödediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl alacak olan 1.650 TL yönünden itirazın iptaline, 20,61 TL işlemiş faiz yönünden talebin reddine ve temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080 TL"ye çıkarılmıştır. 20.61 TL işlemiş faiz alacağına ilişkin hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Açıklanan nedenlerle davacının alacağa yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalının temyiz itirazlarına gelince;
Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Davalının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin birinci fıkrasına göre“ Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
Somut olayda; mahkemece, davanın kısmen kabulü ile asıl alacak yönünden davanın kabulüne, 20,61 TL birikmiş faiz alacağı yönünden talebin reddine karar verildiği ancak red edilen bu alacak yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan düzenleme karşısında; kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine reddedilen miktarı geçemeyecek şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK .436/2 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının faiz alacağına yönelik temyiz talebinin miktar itibariyle REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, üçüncü bentte açıklanan nedenle temyiz olunan hükme “davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 20,61 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.