10. Hukuk Dairesi 2014/25355 E. , 2015/759 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı işyerinde 1.1.1995-1.4.1999 ve 01.09.2003-13.6.2007 tarihleri arasında çalıştığını, eksik bildirilen hizmetlerinin tespitini talep etmiştir. Mahkemece, 1.1.1995-13.6.1996 tarihleri arası hizmetinin hakdüşürücü süreye uğradığını, bu dönem yönünden tespit yapılmasının mümkün bulunmadığı, bu dönem dışında, (14.6.1996-1.4.1999) ve (1.9.2003-13.6.2007) tarihleri arası kesintisiz çalıştığı, bildirilmeyen 1634 gün çalışmasının olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79. maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak (5) yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup, anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Fıkrada öngörülen hak düşürücü süre uygulamasında, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak (5) yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, davacının davalı işyerinde iki dönem çalıştığı, ilk çalışmanın
1.4.1999 tarihinde sona erdiği tekrar 1.9.2003 tarihinde çalışmaya başladığı, davalı (60039) sicil nolu işyerinden davacı adına (21.7.1997-31.3.1999) ve (1.9.2003-12.6.2007) tarihleri arası kısmi bildirim yapıldığı, davalı işveren tarafından dosyaya sunulan davacıya ait işçi sicil çizelgesinde işe giriş tarihinin 14.6.1996 tarihi olarak belirtildiği, mahkemece bu tarihin başlangıç olarak alındığı, başlangıca esas alınan işçi sicil çizelgesinin yönetmelikte belirtilen belgelerden olmadığı, hak düşürücü sürenin kesilmeyeceği, dava tarihi itibariyle, ilk çalışmanın sona erdiği 1.4.1999 tarihin sonuna karşılık gelen 31.12.1999 tarihinden itibaren (5) yıl içerisinde açılmayan işbu davada kabule karar verilen 14.6.1996 tarihi ile davalı işyerinden ilk bildirim tarihi olan 21.7.1997 tarihleri arası istemin hak düşürücü süreye uğradığı belirgin olup Mahkemenin, 21.7.1997 tarihi ve sonrası yönünden hizmetlerin tespiti yönünden kararın isabetli ise de 21.7.1997 tarihi öncesinin hak düşürücü süreye uğradığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Ayrıca, talebe göre, 2007/6 döneminde davalı işyerinden iş aktinin sona erdiği 12.6.2007 tarihine kadar 12 gün bildirim yapıldığı halde Mahkemece, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak talebin aşılması süretiyle 2007/6 dönemi yönünden 18 gün fazla hizmet süresinin tespitine karar verilmesi hatalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu 2007/6 döneminde 18 gün fazla hizmete ve 14.6.1996-21.7.1997 dönemi yönünden hak düşürücü süreden talebin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu bu süreler yönünden kabule karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı işverene iadesine, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.