10. Hukuk Dairesi 2014/25421 E. , 2015/758 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalı işyerinde 14.9.1997-18.6.2007 tarihleri arasında satış elemanı olarak çalıştığını, çalışmalarının bildirilmediğini belirterek hizmetinin tespitini talep etmiştir.Mahkemece, tanık beyanları ve vize mal müdürlüğünün kontrol raporu nazara alınarak, kontrol raporunun resmi belge niteliğinde olduğu ve hakkaniyet gereği hak düşürücü sürenin geçmediği gerekçesiyle davalı işyerinde 14.9.1997-1.1.2005 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79. maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak (5) yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup, anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Fıkrada öngörülen hak düşürücü süre uygulamasında, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak (5) yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede,....kontrol tutanağı, yönetmelikte belirtilen belgelerden olmadığı, hak düşürücü sürenin kesilmeyeceği, kabule göre 1.1.2005 tarihinden itibaren (5) yıl içerisinde açılmayan işbu davada anılan tarih (1.1.2005) öncesine ilişkin istemin hak düşürücü süreye uğradığı belirgindir.
Dosyanın tetkikinde;..."nün yazısından davalı işyerinin 14.5.2001 tarihinde faaliyete başladığı, davacının imzasını taşıyan Mal Müdürlüğünce tutulan tutanakta, davacının 1.5.2004 tarihinden itibaren çalıştığının tespit edildiği,
davalı işyerinden bildiriminin bulunmadığı, denetim raporu ile tespit edilen davalı işyeri çalışanı ..."ün vefat ettiği, başkaca bordro tanığının olmadığı, komşu işyerinde çalışan tanıkların ise davacının çalıştığı tarihlere ilişkin net bilgilerinin bulunmadığı, davalı işyerinin 14.5.2001 tarihinde vergi kaydının olduğu, kabule karar verilen vergi kaydından önceki çalışma yönünden iş yerinin faaliyette bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmadığı, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı işyerinin vergi kaydından (14.5.2001) önce faal olup olmadığı yönünde, davalı işyerine ait elektrik,su, telefon abonelik tarihleri ve ruhsat kayıtları ilgili kurumlardan istenilmeli, davalı işveren ve babası... ait ... kayıtları celp edilerek, tespite karar verilen 14.9.1997 tarihinden itibaren işyerinin faal olup olmadığı saptanmalı, işyerinden bildirimli bordro tanığı olmadığı dikkate alınarak, daha detaylı bir araştırma ile davacının çalışmasının geçtiğini iddia ettiği işyerine komşu işyerlerinde çalışan bordrolu tanıklar da dinlenilmek ve önceki dinlenen tanıklarla arasındaki çelişkiler giderilmek suretiyle, davacının babasından dolayı ölüm aylığı almasının fiilen çalışmaya engel teşkil etmeyeceği ve kabule göre,... Müdürlüğü kontrol memurluğunca düzenlenen tutanak hak düşürücü süreyi kesmeyeceği ve dava tarihi dikkate alınarak hak düşürücü süreye ilişkin 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi düzenlemesi gözetilmek suretiyle, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacı ve davalı işverene iadesine, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.