Esas No: 2022/1269
Karar No: 2022/8734
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/1269 Esas 2022/8734 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/1269 E. , 2022/8734 K."İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan sanık ... ve ...'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-b, 145 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmalarına, cezalarının anılan Kanun'un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine dair Hendek Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2009 tarihli ve 2008/331 esas, 2009/19 sayılı kararının 16/03/2009 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanık ...'nin denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemediğinden bahisle kamu davasının düşürülmesine ilişkin Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/12/2017 tarihli ve 2017/183 esas, 2017/451 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 18/11/2021 gün ve 5562-2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2021 gün ve 2021/143513 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1- Hendek Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2009 tarihli ve 2008/331 esas, 2009/19 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Benzer bir olayla ilgili olarak Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 18/06/2019 tarihli ve 2019/1209 esas, 2019/10902 karar sayılı ilamıyla,"...Katılanın uğradığı zararın aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi halinde, zararın faillerden hangisi tarafından giderildiğine bakılmaksızın, tazmin edilmesi gereken herhangi bir zarar kalmadığından, tazmine karşı çıkmayan faillerin tümü hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinden somut olayda sanık ........’in duruşma sırasında katılanın beyan ettiği zararı tamamen ödeyerek giderdiği ve katılanın da şikayetinden vazgeçtiğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında sanığa tazmine karşı çıkıp çıkmadığı sorulup karşı çıkmaması halinde hakkında TCK’nın 168/2. maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, ...Bozmayı gerektirmiş,..." şeklindeki ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 168. maddesinde yer alan, “(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…)(1) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. (2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, somut olayda, sanıkların yer göstermesi sonucunda hırsızlanan eşyaların müştekiye teslim edilmiş olması, ayrıca müştekinin sanıklardan şikayetçi olmadığı yönündeki beyanı karşısında, sanıklar hakkında hükmolunan yukarıda belirtilen cezadan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/12/2017 tarihli ve 2017/183 esas, 2017/451 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Her ne kadar sanık ... hakkında Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesince, Hendek Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2009 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetim süresine tâbi tutulmasına dair karar verildiği ve denetim süresince kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın düşürülmesine dair karar verilmiş ise de; bahse konu Hendek Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2009 tarihli kararı ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin bir kararın bulunmadığı, anılan kararın cezanın ertelenmesine ilişkin olduğu anlaşılmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 51/8. maddesinde yer alan "Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır." şeklindeki düzenleme uyarınca, cezanın infaz edilmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın düşmesine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Hendek Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2009 tarihli ve 2008/33 Esas - 2009/19 Karar sayılı kararı ile hakkında 1 yıl 8 ay erteli hapis cezasına hükmedilen sanık ...’nin denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, 5237 TCK’nın 51/7. maddesinde yer alan “Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine infaz hâkimliğince karar verilir.” ve aynı Kanun’un 51/8. maddesinde yer alan “Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.” şeklindeki düzenlemeler uyarınca; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infazına yahut cezanın infaz edilmiş sayılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden sanık ...’nin 15/01/2009 tarihli karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetim süresine tâbi tutulmasına dair karar verildiği ve denetim süresince kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın düşürülmesine karar verilmesi yasaya aykırı ise de; anılan Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/12/2017 tarihli ve 2017/183 Esas - 2017/451 Karar sayılı kararının, Hendek Asliye Ceza Mahkemesinin 15/01/2009 tarihli ve 2008/33 Esas - 2009/19 Karar sayılı kararının kanun yararına bozulması hâlinde infaz kâbiliyetinin bulunmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
Suç tarihinde, müştekinin omzunda asılı bulunan ve içerisinde 20 YTL para ile kimlik kartları ve çeşitli eşya bulunan çantasını çekip almak suretiyle çalan sanıklar ... ve ...’ın, olaydan sonra kolluk görevlilerince yakalandıklarında; suça konu çantanın yerini kolluk görevlilerine göstererek, içerisindeki para haricinde diğer eşyalarla birlikte çantasının müştekiye iadesini sağlayarak kısmi iadeyi gerçekleştirdikleri anlaşılmakla; müştekiden kısmi iade nedeniyle sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rıza gösterip göstermediği sorularak sonucuna göre sanıklar hakkında kurulan hükümde TCK’nın 168/1-4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması nedeniyle 1 no’lu kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (HENDEK) Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 15/01/2009 tarihli ve 2008/331 Esas - 2009/19 Karar sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, verilen kararın niteliği itibariyle 2 no’lu kanun yararına bozma istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.