8. Hukuk Dairesi 2018/4689 E. , 2020/694 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava konusu 219 ada 5 parselin 1/2 hisse maliki ... oğlu ...’ın gaip olması sebebiyle vekil edeni İstanbul Defterdarı’nın yönetim kayyımı tayin edildiğini ve bahsi geçen taşınmazın tamamının eskiden beri davalı tarafından iş yeri olarak kullanıldığını belirterek, 2002-2007 yılları için toplam 146.710,00 TL ecrimisil talep etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle zamanaşımı def’inde bulunmuş akabinde dava konusu taşınmazın diğer 1/2 hisse malikinin mirasçılarından Emin ile kira sözleşmesi yapıldığını belirterek, öncelikle davanın reddine karar verilmesini, Mahkeme aksi kanaatte ise taşınmaz için vekil edenince yapılan masrafların takas ve mahsubunun yapılması gerektiğini belirterek savunmada bulunmuştur.
Mahkemece, kayyımlık kararı 2007 yılında verildiğinden sadece 2007 yılı için ecrimisile hükmedilebileceği gerekçesiyle 1.1.2007-31.12.2007 tarihleri arası için hesaplanan 89.470,32 TL’nin dönem sonu itibarıyla işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının dava konusu taşınmazda 1/2 hisse sahibi ... oğlu ..."ın hissesini temsil etmek üzere 23.5.2007 tarihli İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ile yönetim kayyımı tayin edildiği ve eldeki davayı 8.11.2010 tarihinde açarak 2002-2007 yılları arası için ecrimisil talebinde bulunduğu, davalı tarafın ise cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’i ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; davacının ecrimisil davası yönünden ne zaman kayyım olarak tayin edildiğinin bir önemi yoktur, zira kayyımlık kararı verildikten sonra, kayyım tarafından önceki dönem için de ecrimisil talebinde bulunulabilir.
Bununla birlikte; 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca, ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Öte yandan; ilke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; davacının 23.05.2007 tarihinde kayyım tayin edildiği ve 08.11.2010 tarihinde ecrimisil istemli eldeki davayı açtığı sabittir. Az yukarıda ifade edildiği üzere kayyım, atanma kararından önceki dönemler için ecrimisil isteminde bulunabilir. Dosya kapsamındaki iddia ve savunma hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının 08.11.2005 tarihinden itibaren ecrimisil isteyebileceği ve bu doğrultuda Mahkemece 08.11.2005-31.12.2007 tarihleri arası için, ilk dönem ecrimisil bedeli belirlenip üfe oranında artış yapılarak sonraki dönemler belirlenmek suretiyle hesaplanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, sadece 2007 yılı için belirlenen ecrimisile hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan sebeplerle kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 03.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.