10. Hukuk Dairesi 2014/23939 E. , 2015/731 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, 01.11.1986 tarihinden itibaren vergi kaydının bulunduğu dönemlerde 1479 sayılı Yasa kapsamında, bu sigortalılık harici sürelerde 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespiti ile 11.05.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulü ile davacının 01.07.1997-12.03.1998, 14.04.1998-19.04.1998 ve 10.12.1998-13.11.2002 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitine ve 01.12.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsisine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece bozmaya uyulması sonucu artık bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakta ise de, bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Hukuk Genel Kurulu"nun 18.10.1989 gün 541-534, 21.2.1990 gün 10-117; 7.10.1990 gün 439-562; 19.2.1992 gün 635-82; 23.2.1994 gün 936-94; 03.03.2010 gün ve 2010/12-81-118; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E. 2006/573 K; 15.10.2008 gün ve 2008/19-624 E. 2008/632 K ile 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E. 2010/87 K. sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Mahkemece tarafların beyanlarının alınıp bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş; bozma gereklerinin yerine getirilmesi olmalıdır. Zira, mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur.
Somut olayda, Mahkemece, 07.02.2011 tarihli kararda davacının 01.10.1997-11.05.2006 tarihleri arasındaki dönem yönünden 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım ... sigortalılığının tespitine karar verilmiş, Dairemizce, “ihtilaf konusu olan 01.04.1987-21.09.1988 tarihleri arasında”ki 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılık sürelerine yönelik yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesi ile anılan karar bozulmuştur. Bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi sonucu, ilk kararda hüküm altına alınan, bozma kapsamı dışında kalan ve taraflar arasında ihtilaf konusu olan 01.10.1997-01.10.2003 tarihleri arasındaki sigortalılık sürelerine yönelik davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuş, anılan kararı davacının temyiz etmemesi nedeni ile de 01.07.1997-01.10.1997 tarihleri arasındaki dönem yönünden davalı Kurum lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Olayda, usuli kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olacak istisnai bir durum da bulunmadığına göre, artık anılan döneme yönelik talep yönünden yazılı şekilde karar verilmesi olanaklı değildir.
Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, mahkemece, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması;
3-Davacı Kurumca, yargılama aşamasında vergi ve sicil kaydına dayalı olarak, 13.03.1998-10.12.1998 tarihleri arasındaki dönemde de 1479 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş olup, 14.04.1998-19.04.1998 tarihleri arasında anılan sigortalılık süreleri ile çakışır şekilde 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılık süresinin tespitine karar verilmesi, davacının bu döneme ilişkin talebinde, hukuki yararının olmadığı gözetilmeksizin, ihtilaf konusu olmayan dönemi de kapsar şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının 1. Bendinin silinerek yerine “1-İhtilaf konusu olan 01.04.1987-21.09.1988 tarihleri arasındaki dönemde yargılama aşamasında Kurumca davacının 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak tescil edilmesi nedeni ile bu yöndeki talep hakkında davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
Davacının 01.10.1997-12.03.1998 ve 11.12.1998-01.10.2003 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasaya tabi Tarım ... sigortalısı olduğunun tespiti ile 01.12.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi