Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/307
Karar No: 2012/6524
Karar Tarihi: 28.06.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/307 Esas 2012/6524 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı taşınmazın zilyetliğinin 1980 yılından beri kendisinde olduğunu, adına tapuya tescil edilmesini istemiştir. Davalı Hazine temsilcisi ise taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu ve zilyetlikle edinilemeyeceğini savunmuştur. Mahkeme, taşınmazın kamusal amaçla kullanılmak üzere tespit harici bırakıldığını ve bu nitelikteki taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılamayacağını belirtmiştir. Ancak taşınmazın terk edildiği, kullanılmadığı ve kamu malı niteliğini kaybettiği durumlarda 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmesiyle edinilebileceği belirlenmiştir. Davacının babası öldükten sonra odun yığmak amacıyla kullanılan taşınmazın bu nitelikte bir tasarruf olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir. Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca orta malların haritasında gösterilmekle yetinildiği ifade edilen kararda, taşınmazlar için diğer kazanma koşullarının yanında ekonomik amaçlı zilyetlik ve tasarrufun bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
KANUN MADDELERİ: Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi.
8. Hukuk Dairesi         2012/307 E.  ,  2012/6524 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil


    ... ile Hazine ve Doğanköyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Çemişgezek Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 22.07.2011 gün ve 32/140 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R


    Davacı dava dilekçesinde mevki ve sınırlarını bildirmiş olduğu, tespit harici bir parça taşınmaza 1980 yılından beri zilyet olduğunu açıklayarak tapuda adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi 28.05.2010 tarihli cevap dilekçesi ile taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup zilyetlikle edinilmesi mümkün olmadığından, davalı ... temsilcisi Metin Karakuş ise 18.06.2010 tarihli yargılama oturumunda neden açıklamadan davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece davanın kabulü ile 29.12.2010 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 385,74 m2"lik yerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, süresinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmaz 22.09.1980 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmalarında köy içinde yol ve köy meydanı olarak paftasında gösterilmek suretiyle tespit harici bırakılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi hükmüne göre yol, meydan ve köprü gibi orta malları haritasında gösterilmekle yetinilir. Bu nitelikteki taşınmazlar kural olarak zilyetlik yoluyla kazanılamazlar. Ancak terk edilen, kullanılmayan ve bu nedenle kamu malı niteliğini kaybeden yol ve meydanların koşullarının bulunması halinde 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmesi ile edinilmesi mümkündür. Somut olayda taşınmazın bulunduğu yerde yapılan keşif sonunda, elde edilen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile uzman ziraatçı bilirkişi tarafından düzenlenen bilimsel verilere ve somut maddi bulgulara dayalı söz konusu rapora göre, dava konusu taşınmaz öncesinde davacının babası ve davacının babasının 1979 yılında ölümünden sonra davacı tarafından odun yığmak amacıyla kullanılan bir yerdir. Taşınmazın mülkiyetinin olağanüstü zamanaşımı yoluyla edinilmesi için diğer kazanma koşulları yanında ekonomik amacına uygun zilyetlik ve tasarrufun bulunması da gerekli olup taşınmazın yılın ancak belirli döneminde odun yığmak amacıyla kullanılması bu nitelikte bir tasarruf olarak kabul edilemeyeceğinden davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 28.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi