13. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/25895 Karar No: 2013/3408 Karar Tarihi: 14.2.2013
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/25895 Esas 2013/3408 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2012/25895 E. , 2013/3408 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı banka tarafından ... 5.İcra Müdürlüğü’nün 2009/14890 E.sayılı dosyası ile hakkında yapılan haksız takibe itiraz etmesi üzerine takibin düştüğünü, ancak başka bankalardan kredi talebinde bulunduğunda yapılan bu icra takibi nedeniyle kredi tekliflerinin geri çevrildiğini, itibarının zedelendiğini bildirerek fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı 2. Maddesinde; “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. Maddesinde; “Mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında ‘mal ve hizmet satışına’ ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasa’nın 23. maddesinde “bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını” öngörmüştür. Davacı tüketici, kredi kartı borcundan dolayı davalı tarafından hakkında haksız takip yapılarak kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia ederek eldeki davayı açtığına göre, uyuşmazlığın çözümünde Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un uygulanması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle, hükmün BOZULMASINA, 2.bentte belirtilen nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan 45.00 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.