12. Ceza Dairesi Esas No: 2020/3894 Karar No: 2021/58 Karar Tarihi: 11.01.2021
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/3894 Esas 2021/58 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, bir ceza davası kapsamında el konulan benzini geri alamadıkları için tazminat talep ettiler. Ancak mahkeme, davacıların kanuna muhalefet suçundan el konulan benzine ilişkin açılan ceza davasının zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiğini ve tazminat talebinin bu sebeple reddedilmesi gerektiğine hükmetti. Ancak temyiz incelemesi sonucunda, davacıların tazminat talep etme hakkı olduğu ve davalarının reddedilmesinin doğru olmadığına karar verildi. Kararda, haksız el koyma nedeniyle tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle yanlış bir kanun maddesi kullanıldığı belirtilerek, doğru kanun maddesi açıklanmadı. Doğru kanun maddesi, \"466 sayılı Kanun gereğince tazminat\" olan dava türünün \"Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat\" olduğuna dikkat çekildi. Bu kararın dayanakları, davacıların talep ettiği tazminatın daha önceki bir ceza davası kapsamında el konulan mal nedeniyle olduğu ve 466 sayılı Kanun'un \"Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat\" başlıklı maddesine tabi olduğu şeklinde özetlenebilir.
12. Ceza Dairesi 2020/3894 E. , 2021/58 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı kanun gereğince tazminat Hüküm : Davanın Reddi
Davacıların tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/272 Esas – 2013/168 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacıların 4926 sayılı kanuna muhalefet suçundan 792.746 kg ve 291.720 kg benzinine 26/05/2004 tarihinde elkonulduğu yapılan yargılama sonunda zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği, kararın 20/11/2014 tarihinde kesinleştiği, elkoyma tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanuna tabi olduğu anlaşılmakla; Davacılara ait benzine 26/05/2004 tarihleri arasında el konulduğu, el koyma işleminin 01/06/2005 tarihinden önce gerçekleşmiş olması nedeniyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6. maddesine göre, davanın 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu ve yapılan ceza yargılamasının sonunda davacılar hakkında açılan ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği dikkate alındığında, haksız el koyma işleminin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı, 466 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmü nedeniyle haksız el koyma nedeniyle tazminat istenemeyeceği gerekçesi yerine, elkoyma işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK"nın 144/1-c maddesi gereğince değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmiş olması gerekçesi itibariyle yanlış, sonucu itibariyle doğru kabul edildiğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamış, ""466 sayılı Kanun gereğince tazminat"" olan dava türünün "Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat" ve "18.03.2015" olan dava tarihinin "01.01.2003" olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; davacılar vekilinin tazminat talep etme hakkının bulunduğuna, davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığına ve sair tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 11.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.