Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/200
Karar No: 2015/960
Karar Tarihi: 30.04.2015

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/200 Esas 2015/960 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İdari para cezası karar tutanağına karşı yapılan başvurunun kabul edildiği ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına bozma istemi sonucunda, suçsuzluk karinesine aykırı olmadığına ve başka bir delile ihtiyaç duymaksızın karar tutanağının geçerli olduğuna karar verilmiştir. Bu nedenle, Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararı bozulmuş ve idari para cezasının kaldırılması talebi reddedilmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır:
- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 51/2-a maddesi (hız sınırı ihlali)
- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 116. maddesi (sürücüsü tespit edilemeyen araçlara ceza veya suç tutanağı düzenlenmesi)
- Anayasa'nın 38. maddesi (suçsuzluk karinesi ve ceza sorumluluğunun şahsiliği)
19. Ceza Dairesi         2015/200 E.  ,  2015/960 K.

    "İçtihat Metni"

    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 51/2-a maddesine aykırı davranmak eyleminden dolayı ... hakkında ... Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğünün 16/09/2013 tarihli ve MA-03514... 4 nolu trafik idari para cezası karar tutanağı ile uygulanan 166,00 Türk lirası idari para cezasına yönelik başvurunun kabulü ile idari para cezasının kaldırılmasına ilişkin ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/04/2014 tarihli ve 2014/100 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığının 12/01/2015 gün ve 1897 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/01/2015 gün ve KYB.2015-17261 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, hız sınırı ihlali yaptığı kamera görüntüsü ile tespit edilen muteriz hakkında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 116. maddesindeki yetkiye dayanılarak tescil plakasına düzenlendiği anlaşılan idari para cezasına karşı muteriz tarafından yapılan başvuru üzerine, ... 1. Sulh Ceza Mahkemesince, anılan kanuna göre araç plakasına işlem yapılmasının mümkün olmadığı, kabahate konu eylemle, eylemi gerçekleştiren kişi arasında illiyet bağı kurulmadan gıyapta ceza tutanağı tanzim edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle başvurunun kabulüne karar verilmiş ise de,
    2918 sayılı Kanun’un 116. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "...ve sürücüsü tespit edilemeyen.." ile "...tescil plakalarına göre..." ibarelerinin, Anayasa"nın 38. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemi üzerine, belirtilen ibarelerin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine ilişkin Anayasa Mahkemesinin 06/03/2008 tarihli ve 2004/116 esas, 2008/74 sayılı kararında yer alan, “ Başvuru kararında, bir kimsenin yargı organınca suçluluğu kesin olarak belirlenmediği sürece masum sayılacağı, "ceza sorumluluğunun şahsiliği" ilkesi gereğince bireyin sadece kendi eyleminden sorumlu olması gerektiği, oysa itiraz konusu kuralda bu ilkeler ters yüz edilerek, kişilerin başlangıçta taşıt aracının eyleminden sorumlu tutulduğu, taşıt aracı sahibi olmak suçluluğun karinesi sayılarak,
    kişilerin suçsuzluğunu kanıtlama yükümlülüğü altına sokulduğu, bu nedenle itiraz konusu ibarelerin Anayasa"nın 38. maddesinin dört ve yedinci fıkralarına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 116. maddesi, trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenen ancak sürücüsü tespit edilemeyen araçlara, trafik zabıtasınca tescil plakasına göre ceza veya suç tutanağı düzenleme olanağı tanıyan bir kuraldır.
    Anayasa"nın 38. maddesinin dördüncü fıkrasında, "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz" denilerek suçsuzluk karinesi, yedinci fıkrasında ise "Ceza sorumluluğu şahsidir" denilerek, herkesin kendi eyleminden sorumlu tutulacağı, başkalarının suç oluşturan eylemlerinden dolayı kimsenin cezalandırılmayacağı ilkeleri kabul edilmiştir.
    Suçsuzluk karinesi, hakkında suç isnadı bulunan bir kişinin, adil bir yargılama sonunda suçlu olduğuna dair kesin hüküm tesis edilene kadar masum sayılması gerektiğini ifade eder.
    2918 sayılı Yasa"nın 116. maddesinin birinci fıkrasında sayılan ihlaller nedeniyle, sürücüsü tespit edilemeyen araçlara tescil plakalarına göre ceza veya suç tutanağı düzenlenmesi, bir trafik kuralının ihlal edildiğine dair suç isnadı niteliğinde olup suçsuzluk karinesine aykırılık taşımamaktadır.
    Suçsuzluk karinesi kapsamında yer alan ve iddia edenin iddiasını ispatla yükümlü olması kuralı da Anayasa"nın 38. maddesinin dördüncü fıkrasının bireylere sağladığı anayasal bir güvencedir. Madde gerekçesinde de bu konu açıkça ifade edilmiştir. Ancak genel anlamda suçun kanıtlanması yükümlülüğü iddia edende kaldığı sürece, savunmasını oluşturmak için ispat yükünü sanığa devreden kurallar ile hukuki veya fiili varsayımların olduğu durumlarda ispat yükünün yön değiştirmesi, masumiyet karinesine aykırılık taşımaz. Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi de birçok kararında ispat külfetini tersine çeviren hukuki veya fiili karinelerin kabulünü Sözleşme"nin 6. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı bulmamıştır. Cezaların kişiselliği kuralı gereğince bir kişi, sadece kendisine ait kusurlu fiilinden sorumlu tutulabilir. Bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılması
    veya bir eylemin asli veya feri faili olmadan o eylemden sorumlu tutulması, Anayasa"nın 38. maddesinin yedinci fıkrası gereğince olanaklı değildir.
    116. maddedeki sorumluluk, iradi ve kusurlu olan sürücünün eylemine dayanmaktadır. Ancak sürücünün kimliğinin belirlenmesinde, 116. maddede sayılan ihlallerin niteliğinden kaynaklanan güçlükler bulunduğundan, trafik ihlaline ilişkin tutanak, aracın tescil plakasına göre düzenlenmektedir.
    Ayrıca kural ihlali yapan ve sürücüsü tespit edilemeyen araçların, trafik zabıtası tarafından saptanabilecek plâkasından başka ayırt edici bir özelliğinin bulunmadığı, ancak plâka ile de araç sahibine ulaşılabileceği açıktır.
    Dolayısıyla Anayasa"ya aykırılığı ileri sürülen düzenlemenin, gelişen, büyüyen, çeşitlenen ve çoğalan trafik sorunlarını zamanında ve etkin bir biçimde denetleyebilmek ve toplum hâlinde yaşamanın güvenli bir biçimde sürdürülebilmesi amacıyla, demokratik toplumda zorunlu olarak getirilen uygulamalar olduğu kabul edilmelidir.” Şeklindeki gerekçesi nazara alındığında, idari para cezası karar tutanağının resmi evrak niteliğinde bulunduğu ve aksi ispat edilinceye kadar geçerli olduğu, ispat kuvveti bakımından başkaca bir delille (kamera kaydı gibi) desteklenmesinin gerekmediği, bu yönde mevzuatımızda bir hüküm bulunmadığı, (kaldı ki somut olayda görüntü kaydına ait bilgisayar çıktılarının mevcut olduğu) ancak muterizin belirtilen gün ve saatte başka bir yerde olduğuna ilişkin veya tespit edilen aracın rengi ve modelinin kendi aracı olmadığına dair geçerli sayılabilecek bir başvurusunun bulunması halinde, görevli polis memurunun beşeri bir hata yaptığının kabul edilebileceği, somut olayda bu yönde bir itiraz da bulunmadığı dikkate alındığında, idari para cezasına karşı yapılan başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/04/2014 tarihli ve 2014/100 değişik iş sayılı kararının CMK.nun 309/4-c. maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek üzere BOZULMASINA, 30/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi