Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2020/824
Karar No: 2021/130
Karar Tarihi: 18.01.2021

Danıştay 13. Daire 2020/824 Esas 2021/130 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/824
Karar No:2021/130

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .. Eğitim Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü (…)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü ile davacı şirket arasında imzalanan … tarih ve … sözleşme numaralı perakende satış elemanı (gıda) mesleğinde mesleki eğitim kursu sözleşmesinin feshedilmesi, sözleşme için verilen kesin teminat tutarının gelir kaydedilmesi, sözleşme kapsamında ödenen hakediş tutarının yasal faiziyle birlikte (toplam 126.798,54-TL) davalıya geri ödenmesi ve davacı ile yirmi dört ay süreyle kurs veya program düzenlenmemesine ilişkin İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; gerek ilgili kursiyerin ihbar dilekçesi, gerekse davalı idare tarafından yapılan tespitler ile incelemeler sonucu toplanan delillerin birlikte incelenmesinden, davacı tarafından Aktif İşgücü Hizmetleri Yönetmeliği'ne aykırı davranıldığının sabit olduğu, davacı şirket tarafından anılan eylemleri işlemediğine yönelik hukuken kabul edilebilir somut bir delilin dava dosyasına sunulmadığı anlaşıldığından, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Mahkemece şikâyetçi kursiyer …'nun davalı idareye verdiği dilekçe baz alınarak sonuca gidildiği,iddialarının aksine anılan kursiyerin kurs boyunca eğitime katıldığı, kursiyer tarafından imzanın kendisine ait olmadığı iddia edilmesine rağmen bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yaptırılmadığı, kursiyerin … ilinde yerleşik bir iş yerinden sigorta bildiriminin yapıldığı iddiasının dikkate alındığı, ancak kursiyerin sigortalı bildirimlerinin gerçek ve fiili bir çalışmaya dayanıp dayanmadığının araştırılmadığı, kurs boyunca alınan kamera kayıtlarının CD'ler halinde çalıştırılmasını sağlayacak programlarla birlikte davalıya ibraz edildiği ancak bunların incelenmediği, kendilerine 97 adet CD teslim edildiği, daha sonra dava dilekçesi ekinde görüntüleri içeren harici bellek sunulduğu, buna rağmen Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmadan yalnızca davalı idarenin gerçeğe aykırı beyanları esas alınarak eksik incelemeyle karar verildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava konusu işlemin, sözleşmenin feshedilmesi, kesin teminat tutarının gelir kaydedilmesi ve sözleşme uyarınca daha önce ödenmiş olan hak ediş tutarlarının davalıya iade edilmesi unsurlarının incelenmesinden;

USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin üçüncü fıkrasında, açılan davanın görev ve yetki yönünden öncelikle inceleneceği, 15/1-(a) maddesinde, idari yargının görevine girmeyen davaların görev yönünden reddedileceği, 14. maddesinin altıncı fıkrasında, idari yargının görevsizliğinin sonradan anlaşılması halinde davanın her aşamasında 15. madde hükmünün uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
İdarenin, genel ehliyetini kullanarak sözleşme serbestisi ve tarafların eşitliği gözetilerek gerçekleştirdiği sözleşmelerin özel hukuk hükümlerine tabi olması ve dolayısıyla bunların yargısal denetiminin adli yargı yerlerince yapılmasına karşılık; 2577 sayılı Kanun'un idari dava türlerinin sayıldığı 2/1-c maddesinde ifade edildiği üzere "genel hizmetlerden birinin yürütülmesi" amacıyla ve kamusal nitelikte üstün hak ve yetkilere dayanarak yaptığı idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde ise idari yargı yerleri görevlidir.
İdari işlemler, idari makamların, kamu gücü kullanarak, idare işlevine ilişkin olarak tesis ettikleri, muhatapları yönünden çeşitli hak ve/veya yükümlülükler doğuran, muhataplarının hukuki durumlarında değişiklik yapan tek yanlı irade açıklamalarıdır. Buna göre, idari işlemlerin "idari makamlarca tesis edilmiş olma", "tek yanlı olma" ve "icrailik niteliğini taşıma" unsurlarını bünyesinde barındırması gerekmektedir.
Öte yandan, bir sözleşmenin idari sözleşme sayılabilmesi için sürekli bir kamu hizmetinin görülmesi amacını taşıması, taraflardan birinin idare olması ve özel hukuk hükümlerini aşan, kamu hukukuna özgü ve kamu hukukundan doğan şart ve hükümleri içermesi zorunludur. Taraflardan biri idare olmakla birlikte, tarafların özgür iradeleriyle imzalanan ve idari sözleşme niteliği taşımayan bir sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklar, özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerlerince çözümlenecektir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve diğer ihale mevzuatı çerçevesinde ihale aşamasında tesis edilen işlemlerden doğabilecek uyuşmazlıkların idari yargı yerlerince, ihale safhası tamamlanıp taraflar arasında sözleşme imzalandıktan sonra ortaya çıkan ve sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların ise adli yargı yerlerince çözümlenmesi gerektiği yerleşik hâle gelmiş yargı içtihatlarınca kabul edilmektedir. Bu kabul, ihale mevzuatı uyarınca akdedilen sözleşmelerin özel hukuk sözleşmesi olarak nitelendirilmesinden kaynaklanmaktadır.
Doğrudan temin bir ihale usulü olarak kabul edilmese de 4734 sayılı Kanun hükümlerine dayalı olarak gerçekleştirilen alım usulü ile taraflar arasında sözleşme imzalandığı, davacı ile İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü arasında imzalanan "Mesleki Eğitim Kursları Tip Sözleşmesi"nde, yüklenicinin, kursiyerlerin ve idarenin görev ve sorumluluklarına ilişkin düzenlemelere yer verildiği; yaptırımı gerektiren ve sözleşmenin tek taraflı feshine neden olabilecek hâllerin tek tek sayıldığı, buna göre, taraflar arasında akdedilen, tarafların özgür iradeleriyle imzaladıkları ve sürekli bir kamu hizmetinin görülmesi amacını taşımayan, uyuşmazlık konusu doğrudan temin usulüyle yapılan alım sonrası imzalanan hizmet alımı sözleşmesinin özel hukuk hükümlerine tâbi olduğu sonucuna ulaşıldığından bu sözleşmenin uygulama aşamasından kaynaklı uyuşmazlıkların adli yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, dava konusu işlemde yer alan; mesleki eğitim kursu sözleşmesinin feshedilmesi, sözleşme için davalı idareye verilen kesin teminat tutarının gelir kaydedilmesi ve anılan sözleşme kapsamında davacıya ödenen hak ediş tutarının yasal faiziyle birlikte davalıya geri ödenmesi hususlarının, özel hukuk hükümlerine tabi hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmakta olup, dava konusu işlemin bu unsurları yönünden davanın görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğundan, davanın bir bütün olarak esastan reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında usul kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemin, davacı ile yirmi dört ay süreyle kurs veya program düzenlenmemesine ilişkin kısmı yönünden incelenmesinden;
Dava konusu işlemin bu kısmının, davalı idare tarafından doğrudan temin usulüyle gerçekleştirilecek mesleki eğitim kursu hizmet alımlarına ilişkin olarak, ileriye yönelik yasaklama niteliğinde bir idari yaptırım niteliğinde olduğu ve bu işlemin sözleşme sürecinden ayrılabilir mahiyette olduğu görüldüğünden, bu yönden davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:

MADDİ OLAY :
Davacı ile davalı idare arasında, davacı tarafından perakende satış elemanı (gıda) mesleğinde mesleki eğitim kursu düzenlenmesini sağlamak amacıyla … tarih ve … numaralı Mesleki Eğitim Kursu Sözleşmesi imzalanmış, 27/05/2015 tarihinde başlayan kurs 31/07/2015 tarihinde sona ermiştir.
Kursun istihdam değerlendirme süreci devam ederken, davalı idareye ibraz edilen imza çizelgelerinden tüm kurs sürecinde devamlılık sağladığı görülen kursiyerlerden …'nun … Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'ne verdiği dilekçede; kursa bir ay devam ettiği, bir aydan sonra ailevi nedenlerden dolayı kursa devam edemeyeceğini sözlü olarak davacıya bildirdiği ve ilişiğinin kesilmesini istediği, bu süreçten sonra kursa hiçbir şekilde katılmadığı, imza çizelgelerine imza atmadığı beyan edilmiştir.
Davalı idarece yapılan araştırma neticesinde, …'nun kursa devam etmediğini iddia ettiği dönemde devam çizelgesinde imzasının bulunduğu, ilgili aylara ilişkin olarak davacı şirkete ödeme yapıldığı, davalı idare Hizmet Merkezi Makamı ve Kurslar Servisince imza çizelgesi üzerinde yapılan incelemeler neticesinde imzaların başkası tarafından atıldığı şeklinde tespitlerde bulunulduğu ve yapılan SGK sorgulamasında …'nun kurs dönemini de kapsayan 15/06/2015 - 06/08/2015 tarihleri arasında Samsun ilinde bulunan "…" unvanlı işyerinde çalıştığı tespit edilmiştir. Konuya ilişkin olarak davacıdan açıklama istenilmiş olup, davacı tarafından kursiyerin tüm kurs boyunca katılım sağladığı, imza çizelgelerine müdahalede bulunulmasının söz konusu olmadığı bildirilmiştir.
Davalı idarece, kursiyerin devam durumunu tespit etmek amacıyla mevzuat uyarınca muhafaza edilmesi gereken söz konusu döneme ilişkin kamera kayıtlarının birer örneği istenilmiş, davacı tarafından gönderilen CD'ler açılamamış, yeniden istenilmesine rağmen bir sonuca ulaşılamaması üzerine, mesleki eğitim kursu sözleşmesinin feshedilmesi, sözleşme için davalı idareye verilen kesin teminat tutarının gelir kaydedilmesi, anılan sözleşme kapsamında davacıya ödenen hak ediş tutarının yasal faiziyle birlikte (toplam 126.798,54-TL) geri ödenmesi ve yirmi dört ay süre ile kurs veya program düzenlenmemesine ilişkin işlem tesis edilmiş, bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun ''Doğrudan temin'' başlıklı 22. maddesinin birinci fıkrasında, maddede belirtilen hâllerde ihtiyaçların ilan yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temin usulüne başvurulabileceği kurala bağlanmış; aynı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde, Türkiye İş Kurumu'nun, 4904 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (b) ve (c) bentlerinde yer alan ''İşgücü piyasası verilerini, yerel ve ulusal bazda derlemek, analiz etmek, yorumlamak ve yayınlamak, İşgücü Piyasası Bilgi Danışma Kurulunu oluşturmak ve Kurul çalışmalarını koordine etmek, işgücü arz ve talebinin belirlenmesine yönelik işgücü ihtiyaç analizlerini yapmak, yaptırmak ve iş ve meslek analizleri yapmak, yaptırmak, iş ve meslek danışmanlığı hizmetleri vermek, verdirmek, işgücünün istihdam edilebilirliğini artırmaya yönelik işgücü yetiştirme, mesleki eğitim ve işgücü uyum programları geliştirmek ve uygulamak, istihdamdaki işgücüne eğitim seminerleri düzenlemek'' hâllerinde de doğrudan temin usulüyle ihtiyaçların karşılanabileceği belirtilmiştir.
4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu'nun Amaç ve Kapsam başlıklı 1.maddesinin 3.fıkrasında ''Kurum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili kuruluşu olup, özel hukuk hükümlerine tâbi, tüzel kişiliği haiz, idari ve mali bakımdan özerk bir kamu kuruluşudur.'' kuralına yer verilmiştir.
12/03/2013 tarih ve 28585 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Aktif İşgücü Hizmetleri Yönetmeliği'nin "Sözleşme ve idari yaptırımlar" başlıklı 27. maddesinin beşinci fıkrasında "...Sözleşme veya protokol süresince yüklenici tarafından 4734 sayılı Kanun'a göre yasak fiil veya davranışlarda bulunma, hileli iflas etme, hile, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, irtikap, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşme konusu işlemlere fesat karıştırılması veya sahte belge düzenlenmesi veya bunlara teşebbüs edildiğinin ilgili birimlerce tespit edilmesi hallerinde sözleşme/protokol fesh edilir, varsa teminat gelir kaydedilir, yükleniciye yapılan ödemeler yasal faiziyle birlikte geri alınır ve yüklenici ile yirmi dört ay boyunca bu Yönetmelik kapsamında sözleşme veya protokol imzalanmaz. Bu durumdaki yükleniciler ile protokol veya sözleşme imzalanmış olsa dahi henüz başlatılmamış olan kurslara ilişkin protokol ve sözleşmeler de iptal edilir." kuralı yer almıştır. Aynı kural, taraflar arasında imzalanan Mesleki Eğitim Kursları Sözleşmesi'nin "Denetim ve Yaptırımlar" başlıklı 15. maddesinin beşinci fıkrasında da yer almaktadır. Aynı Yönetmeliğin "Kursların denetimi ve izlenmesi" başlıklı 38. maddesinin beşinci fıkrasında; "İl müdürlüğü ile yüklenici arasında imzalanan eğitim hizmetleri sözleşmesinde usul ve esasları belirlenmek şartı ile eğitim süresince sınıflar yüklenici tarafından teknolojik araçlarla ile kaydedilir ve kayıtlar, denetim ve teftiş sırasında ihtiyaç olduğunda kullanılmak üzere üç yıl boyunca yüklenici tarafından muhafaza edilir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmediğinin tespiti halinde yüklenici ile tespit tarihinden itibaren yirmi dört ay süresince kurs veya program düzenlenmez." kuralı bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde bir harici bellek sunulduğu görülmüş olup bellek içeriğindeki dosyalar çalıştırılarak, üzerinde 2016 yılı Ekim ayına ilişkin tarih bilgisi bulunan çeşitli kamera kayıtlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar harici bellekte yer alan kamera kayıtlarında uyuşmazlık konusu mesleki eğitim kursunun yapıldığı tarihlerden farklı tarihler görülmekte ise de davacının şikayetçi kursiyerin kurs boyunca eğitime katıldığına ilişkin ısrarlı beyanları karşısında, davacının diğer iddiaları ile harici bellek içerisindeki görüntüler incelenerek, bu hususlarda bir değerlendirme yapmak suretiyle karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin bu kısmı bakımından eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 18/01/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi