Esas No: 2022/1452
Karar No: 2022/8749
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/1452 Esas 2022/8749 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/1452 E. , 2022/8749 K."İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b maddesi uyarınca 2 yıl hapis (üç kez) cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Şarköy Asliye Ceza Mahkemesinin 17/02/2015 tarihli ve 2013/67 esas, 2015/126 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 09/12/2021 gün ve 20307-2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2022 gün ve 2021/155965 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1- Dosya kapsamına göre, yargılama aşamasında sanığın savunmasının Mahkemesince 11/02/2015 tarihli oturumda SEGBİS sistemi ile alındığı, kısa kararın da sanığın yokluğunda verildiği, dosya arasında bulunan ceza infaz kurumu bilgileri dahilinde karar tarihi itibariyle başka suçtan Kocaeli 1 Nolu T Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanığın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 196. maddesi uyarınca savunmasında duruşmalardan vareste tutulmaya yönelik talebi bulunmadığı halde, mahkumiyet kararının verildiği 17/02/2015 tarihli oturumda hazır edilmeksizin ya da ses ve görüntü bilişim sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katılımı sağlanmaksızın savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle mahkumiyetine karar verilmesinde,
2-Kabule göre de; sanığın katılan ...'e yönelik 14/06/2011 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlık suçuna ilişkin olarak açılan kamu davasının Şarköy Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/67 esasına kayden yapılan yargılama esnasında, sanığın 03/10/2010 ve 15/04/2011 tarihlerinde aynı katılana yönelik işlemiş olduğu hırsızlık suçundan açılan kamu davasının da Şarköy Asliye Ceza Mahkemesinin 03/09/2014 tarihli ve 2013/77 esas, 2014/332 sayılı kararı ile anılan Mahkemenin 2013/67 esası ile birleştirilmesine karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, sanığın katılan ...'e yönelik 03/10/2010, 15/04/2011 ve 14/06/2011 tarihlerinde işlemiş olduğu hırsızlık suçlarından yukarıda yazılı şekilde üç kez mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de; Şarköy Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/67 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 14/06/2011, iddianame düzenleme tarihinin 07/03/2013 olduğu, yine aynı sanık hakkında 2013/67 esas dosyası ile birleştirme kararı verilen aynı Mahkemenin 2013/77 esas sayılı dosyasındaki suç tarihlerinin 03/10/2010 ve 15/04/2011, iddianame düzenleme tarihinin ise 12/03/2013 olduğu, tüm suçların da 07/03/2013 tarihli ilk iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği nazara alındığında, sanığın aynı mağdurun yetkilisi olduğu ... isimli marketten değişik zaman dilimlerinde gerçekleştirdikleri hırsızlık eylemlerinin aynı mahiyette bulunduğu, suç tarihlerinin çok yakın olduğu, bu eylemlerin tek bir suç işleme kararı icrası kapsamında farklı tarihlerde işlendiği ve hukuki kesintinin gerçekleşmediğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, eylemlere ilişkin olarak ayrı ayrı mahkûmiyet kararları verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Karar duruşmasında Kocaeli 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olduğu anlaşılan sanık ...’in yokluğunda verilen 17/02/2015 tarihli kararın yasa yolu bildiriminde 5271 sayılı CMK’nın 263’ncü maddesine göre “bulunduğu cezaevi aracılığıyla vereceği dilekçe ile kararı temyiz edebileceğinin belirtilmemesi” nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın kesinleşmediği belirlenmekle; kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, Şarköy Asliye Ceza Mahkemesinin 17/02/2015 tarihli kararının sanık ...’e usulüne uygun olarak (sanığın cezaevinde olması halinde, cezaevindeki sanığa CMK’nın 263. maddesine göre tebliği, aksi halde son ifadesinde bildirdiği son bilinen adresine kararın tebliği, bu adrese de tebliğ yapılamaması halinde güncel MERNİS adresine tebliğ yapılmak suretiyle) tebliğ edilmesi ile kesinleştirildikten sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup, (ŞARKÖY) Asliye Ceza Mahkemesinin henüz kesinleşmeyen 17/02/2015 tarihli ve 2013/67 E., 2015/126 K. sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.