MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında, ... Mevkii 2371 parsel sayılı 6.090 m² yüzölçümündeki taşınmaz, fındık bahçesi niteliği ile ve 2511 parsel sayılı 14.190 m² yüzölçümündeki taşınmaz, fındık bahçesi ve tarla niteliği ile davalı ... ve arkadaşları adlarına tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, kadastro tesbitinin iptali ve orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 2371 ve (A) harfi ile gösterilen (4829,76 m²) ve 2511 (7593,40 m²) parsel sayılı taşınmazların fen ve orman bilirkişi raporlarında (A) harfi ile gösterilen kısımlarının kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tesciline, 2371 (kalan 1260,24 m²) ve 2511 (kalan 6596,60 m²) parsel sayılı taşınmazların fen ve orman bilirkişi raporlarında (B) harfi ile gösterilen kısımlarının tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından, kısmen ret kararının usûl ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre 2008 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1989 yılında yapılıp 22/08/2010 - 22/09/2010 tarihlerinde ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümlerin orman sayılan, (B) harfi ile gösterilen bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 04/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.