Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3943
Karar No: 2019/1154
Karar Tarihi: ...02.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/3943 E.  ,  2019/1154 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/11/2016 tarih ve 2015/124 E.-2016/299 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 16/06/2017 tarih ve 2017/606-2017/602 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili ve davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının tanınmış "EUROSTARS" esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalı tarafça yapılan "EUROSTAR ..." ibareli, 2012/67399 sayılı 43. sınıftaki bir kısım mal ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusuna, tanınmışlık, iltibas, eskiye dayalı kullanım ve kötüniyet hukuki sebebine dayanılarak yapılan itirazın nihai olarak ... tarafından reddedildiğini, kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ..."nın 2015-M-67 sayılı kararının iptaline, başvuru markasının tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı TPMK vekili, ... kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı şirket vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı markasının tanınmış marka olduğunun ve başvurunun kötüniyetli olduğu iddiasının dosyadaki mevcut delillerle ispatlanamadığını, davacının marka ibaresinin ayırtediciliği son derece düşük, otelcilik sektörü için neredeyse ayırtediciliği bulunmayan zayıf bir marka olduğunu, 556 sayılı KHK"nın 8/.... maddesi kapsamında koruma şartlarının ise bulunmadığını, davacı tarafından yabancı dilde sunulu delillerin tercümesinin yapılarak kendilerine tebliğin gerektiğini, başka ülkelerdeki tescillerin redde mesnet alınamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru kapsamında 43. sınıftaki "Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetleri" mal ve hizmetleri bulunurken, itiraza mesnet markaların 16, 35, 39, 42, 43. sınıflardaki mal ve hizmetleri kapsadığı, ancak, başvuru kapsamında yer alan "Hayvan bakım evleri hizmetleri""nin
    davacı markalarının kapsamında bulunmadığından ve bu hizmet türü yönünden, davacının Türkiye’de tescilli markası olmadığından 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesinin uygulanma kabiliyetinin olmadığı, taraf markalarında asli unsurun “EUROSTAR” ibaresi olduğu, davalının “EUROSTAR” ibareli markası ile davacının “EUROSTARS” esas unsurlu markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları ve aralarında davalı başvurusu kapsamındaki “hayvan bakım evleri hizmetleri” hariç olmak üzere 43. sınıf hizmetler açısından iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacı kullanımının davalının 31.07.2012 tarihli başvurusundan daha önceye dayandığı, uzun bir zamana ve geniş bir coğrafyaya yayıldığı, önemli miktarda Türk vatandaşının da bu otellerden hizmet aldığı, davacının 556 sayılı KHK"nın 8/... maddesi anlamında hakkının bulunduğu, marka başvurusunda davalının kötüniyetli olduğu, başvuru kapsamındaki tüm hizmetler bakımından (hayvan bakım hizmetleri de dahil) ... kararının iptali ve hükümsüzlük sebebinin oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile TPMK ..."nın 2015-M-67 sayılı kararının iptaline, 2012/67399 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı şirket vekili ile davalı kurum vekili istinaf etmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket vekili ile davalı kurum vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı şirket vekili ve davalı kurum vekili temyiz etmiştir.
    1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK"nin 298/.... maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
    Somut olayda, Mahkemece, gerekçeli kararın “İDDİA” başlıklı bölümünde, davacının “Türkiye’de tescilli 2002/11235, 2012/47514, 169366, 2001/22075, 2001/22076, 173468, 2001/26317, 2001/22094 sayılı "EUROSTAR", "EUROSTAR", "INTERSTAR", "STAREUROPA", "STAREUROPA", "STAR TV", "BLUESTAR", "DAILYSTAR" ibareli, 16, 35, 39, 42, 43. sınıflardaki mal ve hizmetleri kapsayan markaların sahibi olduğu” zikredilmiş olmasına rağmen, dosya içeriği belgeler ile iptali istenilen ... kararının içeriğinden, davacı tarafın Türkiye’de tescilli bir markasının bulunmadığı, esasen davalı şirketin marka başvurusuna da, önceye dayalı kullanım, tanınmışlık ve kötü niyet iddialarıyla itirazda bulunduğu, davanın da bu sebeplere dayanılarak açıldığı halde, Mahkemece, davacının Türkiye’de tescilli markaları varmışçasına inceleme ve değerlendirme yapılarak bazı hizmetler yönünden KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün mümeyyiz davalılar yararına bozulmasını gerektirmiştir.
    ...- Kabule göre de; Mahkemece, davacı tarafın Türkiye’de önceye dayalı hakkının bulunduğu gerekçesiyle de davanın kabulüne karar verilmiş ise de;
    Olaya uygulanacak mülga 556 sayılı Marka KHK’nın 8/... maddesinde yer alan “Tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescili istenilen marka, aşağıdaki hallerde tescil edilmez. a) Markanın tescili için yapılan başvuru
    tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş ise, b)Belirtilen işaret, sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyorsa,” hükmü uyarınca, gerçek hak sahipliği ilkesi gereği, ... içinde, marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden yoğun ve sıkı kullanım sonucu işaret üzerinde önceye dayalı hak elde edilmiş olması halinde, o işaret üzerinde gerçek hak sahibi olan kişiye öncelik hakkı tanınır ve itirazı üzerine başvurunun reddine karar verilir. Şayet marka tescil edilmiş ise bu defa KHK’nın 42/b maddesi yollamasıyla aynı ilkeler uyarınca, markanın hükümsüzlüğüne karar verilebilir. Ancak söz konusu işaret üzerindeki kullanımın, ... içinde ve yerelden daha geniş bir coğrafyada, nizasız, fasılasız ve yoğun bir şekilde kullanılmış olması gerekir. İşaretin yurtdışındaki kullanımları, işareti kullanan kişiye yurtiçinde herhangi bir öncelik hakkı vermez. Keza işareti taşıyan mal ve hizmetlerin, yurtdışına çıkan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına pazarlanmış olması da, yurtdışındaki internet sitesine Türkiye’den alıcıların ulaşabiliyor olması da işaret sahibine KHK’nın 8/... maddesi uyarınca yurtiçinde her hangi bir öncelik hakkı bahşetmeyecektir.
    Somut olayda, Mahkemece davacı tarafın ... içinde her hangi bir ticari işletmesi, satış ve pazarlaması olmadığı halde, sadece davacı tarafın yurtdışındaki hizmetlerinin, yurtdışına çıkan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da pazarlandığı ve müşterileri arasında olduğu gerekçesiyle herhangi bir öncelik hakkı verilmesi söz konusu olamayacağı halde aksi gerekçeyle, KHK’nın 8/... maddesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
    ...- Kabule göre; Mahkemece, davacı tarafa ait markaların Dünya üzerinde geniş bir coğrafyaya yayılmış olması nedeniyle tanınmış marka olduğu kabul edilmiş ise de;
    Olaya uygulanacak 556 sayılı marka KHK"nın .... maddesi uyarınca marka korumasında markaların ülkeselliği ilkesi geçerli olup, bir hak sahibi markasını hangi ülkede korumak istiyorsa o ülkede tescil başvurusunda bulunması gerekir. Aynı işaretlerin, bir ülkede başka, diğer bir ülkede ise daha başka bir kişi adına tescilli olması mümkündür. Her bir marka tescili kural olarak tescilli olduğu ülkenin coğrafi hudutlarıyla sınırlı olarak korunacaktır. Ancak yurtdışında tescilli, ülkemizde tescilli olmayan tanınmış markalar yönünden, mülga KHK’nın 7/1-i maddesi AYM’nin 27.05.2015 T. 2015/33-50 sayılı kararıyla iptal edildiğinden, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesindeki düzenlemeden yola çıkılarak, Ülkemizin de taraf olduğu 1883 tarihli Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6. maddesi uyarınca, genişletilmiş koruma sağlanması mümkündür. Korumanın kapsamı ise, Paris Sözleşmesinin devamı olarak imzalanan yine Türkiye’nin de taraf olduğu 1994 TRIPS Sözleşmesinin 16. maddesinde gösterilmiştir.
    Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, davalının marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya davacı tarafça sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. Söz konusu deliller değerlendirilirken, tanınmış marka iddiasında bulunan tarafın, itiraz ettiği başvuru markasının başvuru tarihinden önce, markayı ülke içinde her hangi bir tanıtım faaliyetinin bulunup bulunmadığı, reklam harcamaları, markanın ayırt ediciliği yüksek olup olmadığı, aldığı yurtiçi ve yurtdışı kalite ödülleri vs. özellikle dikkate alınmalıdır. Tek başına bir markanın yurtdışındaki ülkelerde tanınmış olması veya çok sayıda ülkede tescilli olması, o markanın Türkiye’de de Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olduğu anlamına gelmeyecektir.
    Somut olayda mahkemece, davacıya ait markanın tanınmışlığıyla ilgili somut delillerin neler olduğu gösterilmeden, markanın Türkiye’de ilgili çevrede tanınmış olup olmadığı yeterince incelenip değerlendirilmeden ve korumanın kapsamı tartışılmadan eksik incelemeye dayalı olarak, hangi hukuki gerekçeye dayalı olduğu anlaşılamayacak şekilde, davacı markasının tanınmış marka olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış hükmün mümeyyiz davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
    4- Kabule göre, Mahkmemece davalı marka başvusunun kötüniyetli olduğu gerekçesiyle de davanın kabulüne karar verilmiş ise de; bir markanın kötü niyetle tescil ettirilmesi hali, mülga 556 sayılı KHK’da açıkça bir hükümsüzlük sebebi olarak sayılmamış ise de, MK .... maddesinden hareketle, Dairemizin yerleşik uygulamaları doğrultusunda kötü niyetle marka başvurusu bir hükümsüzlük sebebi olarak kabul edilmektedir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir.
    Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir. Ayrıca buna gerek ve ihtiyaç da bulunmamaktadır. Bu bağlamda, KHK’nın 8/... maddesi uyarınca önceye dayalı hakkın ihlali, KHK’nın 8/4.maddesi veya Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış markanın aynısı veya benzerinin tescil ettirilmesi gibi hususlar tek başına kötü niyetli başvuru olarak görülemez. Oysa somut olayda, mahkemece, kötü niyete ilişkin her hangi bir objektif delil ve emare gösterilmeksizin, sırf tanınmış markanın benzerinin tescil başvurusunda bulunulmasının kötü niyetli başvuru olarak kabulü de doğru bulunmamış ve bu sebeple de hükmün mümeyyiz davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz isteminin istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalı şirket ve davalı kuruma iadesine, .../02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi