11. Ceza Dairesi Esas No: 2019/11498 Karar No: 2020/2777 Karar Tarihi: 08.06.2020
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/11498 Esas 2020/2777 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/11498 E. , 2020/2777 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında açıklandığı ve Dairemizin benzer birçok kararında vurgulandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçlarında kast, zarar vermek bilinci ve iradesi olarak kabul edilmelidir. Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura herhangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur. Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, katılan ile birlikte Karacabey Tekstil isimli şirketi kurduklarını, eşit oranda ortak olduklarını şirketin faal olduğu dönemde bütün çekleri kendisinin imzalayıp piyasaya verdiğini, bankaya da bu yönde talimatta bulunduklarını, bankanın bu şekilde imzalanan çekleri ödediğini beyan ederek suçlamaları kabul etmemesi karşısında, sanığın savunmalarının doğruluğunun tespiti ile gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi bakımından; sanığın suça konu çeki ticari ilişkisi sebebiyle verdiği çekteki ikinci ciranta konumunda olan şirket yetkilisinin tanık sıfatıyla beyanına başvurularak sanık ile daha önce herhangi bir ticari ilişkileri olup olmadığı, bu ticari ilişkilerde benzer biçimde çek kullanıp ödeme yapıp yapmadığının sorulması, sanık ... ile katılan ..."ın suç tarihinde ve öncesinde ortak iş yapıp yapmadıkları ve sanığın katılan adına çek keşide etmesine rıza ve onayının bulunup bulunmadığının, daha öncesinde sanığın bu şekilde başka şahıslara da çek keşide edip etmediğinin, katılan adına keşide edilmiş ve ödenmiş çekler bulunup bulunmadığının, sanıktan ayrıntılı olarak sorularak gerektiğinde banka kayıtlarından araştırılması, ayrıca benzer şekilde sanık tarafından daha önce imzalanıp ödenen çekler olup olmadığının tespiti amacıyla 05.06.2013 tarihinde banka tarafından bu hesaptan ödendiği belirtilerek gönderilen çekin sanık tarafından imzalanıp imzalanmadığının tespiti için yazı ve imza incelemesi yaptırılarak elde edilen tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, eksik araştırma ile mahkumiyet hükmü kurulması, yasaya aykırı, 2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.