13. Hukuk Dairesi 2017/9176 E. , 2019/3718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, ... İlçesi 4629 parselde kayıtlı taşınmazın davalılar ile kendisinin murisi olan annesi ...adına kayıtlı olduğunu, ...’nin 2005 yılında vefat ettiğini, mirasçılarının ..., ..., ..., ..., ... olduğunu, davacının miras kalan taşınmazlarla ilgili işlem yapması için ... Noterliğince 05/07/2007 tarihli 4220 sayılı vekaletnamenin düzenlenerek kardeşi ... (...)"yi vekil tayin ettiğini, miras kalan taşınmazlarla ilgili intikal işleminin yapıldığını, 25/03/2008 tarihli işlem ile ... (...)"nin davacıya ait 1/5 payını davalı kardeşi ..."ye devrettiğini, işlemin satış olarak gösterildiğini, satış bedelinin de 3.400,00-TL olduğunu, vekalet görevinin ... (...) tarafından kötüye kullanıldığını, diğer ..."nin de bu durumu bilerek sözleşme yaptığını, değer olarak gösterilen 3.400,00-TL nin de ödenmediğini, taşınmazın gerçek değerinin daha yüksek olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 9.500,00,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, öncelikle davalı ... yönünden açılan davanın aktif husumet ehliyet nedeniyle reddine, davalı ... yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, 3.400,00-TL alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, karar verilmiş, karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 30.09.3014 tarihli bozma ilamı ile davalı ... ’nın tüm ve davacının sair temyiz itirazları reddedilerek “Dava, 9.500,00-TL değer gösterilerek açılmış, mahkemece mahâllinde keşif yapılarak taşınmazın gerçek değeri dolayısıyla davacının miras payına isabet eden değer belirlenmeksizin akitte gösterilen bedel üzerinden dava kabul edilmiştir. Oysa ki taşınmazın gerçek değeri ve buna bağlı olarak da davacının payına isabet edecek bedel belirlenip bu değer üzerinden taleple bağlı kalınarak karar verileceği kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca, mahâllinde keşif yapılarak taşınmazın ve davacının payı belirlenip istekte gözetilerek bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması” gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma sonrası mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, Davalı ... yönünden açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, Davalı ... yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 9.500,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... ’nın tüm ve davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece verilen ilk karar, davacı ve davalı ... ’nın temyizi üzerine 1. Hukuk Dairesi’nin 30.09.2014 tarihli 2014/11678 Esas ve 2014/15110 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında 15/01/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle davacı, dava değerini 21.008,70-TL daha artırıp ıslahını talep ederek, 30.508,70-TL üzerinden karar verilmesini istemiş, mahkemece davalının ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazında bulunduğundan ve ıslahla talep edilen kısım bakımından 5 yıllık zamanaşımı süre dolduğundan, ıslahla talep edilen 21.008,70-TL lik kısım reddedilerek dava dilekçesinde talep edilen 9.500,00-TL nin kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, HUMK’nun 83. maddesi ve 4.2.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün bulunmayıp, son olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06/05/2016 Tarih, 2015/1 Esas ve 2016/1 sayılı kararında da bozma sonrası ıslah yapılamayacağı ve 1948 tarihli içtihadı birleştirme kararının değiştirilmesinin gerekmediği kabul edilerek; ilke olarak bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kesinleşmiştir. Bu gerekçeyle davacının ıslahtan önceki talebi olan 9.500,00-TL üzerinden kabul kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle kısmen kabul karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm ve davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan 104,17 TL harcın istek halinde davalı ..."ye, 31,40 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.