8. Hukuk Dairesi 2012/620 E. , 2012/6465 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı
... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair Sincan 1. Aile Mahkemesinden verilen 15.10.2010 gün ve 420/1018 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... Demirtaş vekili, tarafların boşandıklarını, evlilik birliği içinde satın alınarak vekil edeni adına tescil edilen 113 ada 270 parsel ile davalı adına tescil edilen 963 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar, 23 AL 585 plakalı araç ve sonradan sunduğu dilekçede tek tek belirttiği ev eşyalarının ortak geliriyle satın alındığını ileri sürerek, tüm mal varlıkları birlikte değerlendirilerek tasfiyesiyle, vekil edeninin payına düşen 15000 TL"nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 16.04.2010 ve 25.06.2010 tarihli duruşmalarda, davacı vekiline hukukçu bilirkişiye ödenecek ücretin yatırılması için süre ve kesin süre verilmesine rağmen, süresinde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, tarafların tasfiyeye konu taşınır ve taşınmazlar üzerindeki katkı payının kesin ve net olarak belirlenemediği, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 02.10.1995 tarihinde evlenmiş, 20.02.2006 tarihinde açılan kabule ilişkin boşanma davasının kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM. nin 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar (TMK.nun 225/2) yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler (TMK. nun 202). Tasfiyeye konu taşınmazlar ve araç arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu tarihte satın alınmıştır. (Davacı adına kayıtlı 113 ada 270 sayılı parsel 22.08.2005, davalı adına kayıtlı 963 ada 3 sayılı parsel 05.08.2002 ve araç ise 25.04.2003 tarihinde edinilmişlerdir.) İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma alacağına ilişkindir.
Dava dilekçesinde açıklanan ev eşyaları ister mal ayrılığı veya isterse edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiş olsunlar, kural olarak TMK.nun 683. Maddesi kapsamında istihkak davası çerçevesinde bakılıp, çözümlenir. Yine kural olarak bu tür ve benzeri eşyalar mevcutsa aynen iadesi, değilse bedeli istenir. Aynen iade halinde, mülkiyet hakkı söz konusu olduğundan zamanaşımı söz konusu olamaz. Bedel istenmesi halinde ise BK.nun 125. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımına tabi olmaktadır. Açıklanan gerekçeyle edinilmiş mallar kapsamında değerlendirilemezler. Ancak, hangi eşe ait olduğu kanıtlanamayan mallar onların paylı mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekir. Bu takdirde TMK.nun 212/2. fıkrası uyarınca değerlendirme yapılmalıdır.
Katılma alacağı varsa eklenecek değerlerden(TMK.nun 229) ve denkleştirmeden (TMK. nun 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının(TMK. nun 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK. nun 231) yarısı üzerindeki (TMK. nun 236/1) diğer eşin alacak hakkıdır. Bu hakkın elde edilebilmesi için, söz konusu mal varlıklarının edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
6100 sayılı HMK. nun 266. maddesi hükmüne göre; mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulmaz. Toplanan delillere ve dosya içeriğine göre; mahkemece, tasfiyeye konu 113 ada 270, 963 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar ile 23 AL 585 plakalı aracın sürüm değerleri uzman bilirkişiler aracılığıyla belirlenmiş, ancak ev eşyalarının değerleri ise henüz belirlenmeden hukukçu bilirkişiden alacak miktarının saptanması için görüş alınması istenilmiştir. Katılma alacağının tanımı az yukarıda yapılmış olup, tasfiye tarihi (karara en yakın tarih) itibariyle sürüm değerleri uzman bilirkişilerce belirlenmiş mal varlıkları gözönünde bulundurularak hakim tarafından TMK.nun 236. maddesi gözönünde bulundurularak belirlenir. Başka anlatımla, sürüm değerleri saptanmış olan mal varlıklarındaki katılma alacağının tespiti için özel bilgiye ihtiyaç duyulmadan, hakim tarafından yapılabileceğinden mahkemenin görüşüne katılmak mümkün değildir.
Ne var ki, yerel mahkeme kararı bozulup, güncelliğini yitirdiğinden mahkemece yapılacak iş; tasfiyeye konu mal varlıklarının karara en yakın tarih itibariyle (TMK. nun 235/1) sürüm değerleri konusunun uzmanı bilirkişilere yeniden tespit ettirilmeli, belirlenecek değer üzerinden artık değer saptandıktan sonra taraflarca başka türlü anlaşma yapılmadığından yarısı üzerinde davacı eşin katılma alacağının olduğu düşünülerek karar verilmelidir. Bu husus mahkemece göz ardı edilerek, kanun hükmü yanlış yorumlanarak, hakimin genel hukuk bilgileri ile çözüme kavuşturacağı katılım alacağının tespiti için hukukçu bilirkişi ücretinin yatırılmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkemenin kabule ilişkin hüküm bölümünün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK. nun HUMK. nun 388/4 (HMK. m. 297/ç) ve HUMK. nun 440/1 maddeleri gereğince, Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve istek halinde 18,40 TL peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine 28.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.