12. Ceza Dairesi 2014/10919 E. , 2015/6577 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gören...Bakanlığı adına düzenlenen dilekçeye istinaden davaya katılma talebinde bulunulduğu ve yapılan talebe atfen şikayetçi kurumun katılan olarak kabulüne karar verildiği gözetilmeksizin, gerekçeli karar başlığında ..."nün katılan olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiş, 19/09/2013 tarihli duruşma tutanağının ilk sayfasında zabıt katibinin imzası yok ise de, her iki sayfanında hakim tarafından e imza ile imzalandığının anlaşılması karşısında, bu husus sonuca etkili görülmeyip, bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun"da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı; 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, sanık tarafından, ... Koruma Kurulu"nun 30/09/1996 gün, 3106 sayılı kararı ile 1-3. derece arkeolojik ve 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen, aynı Kurul"un 17/06/2010 gün, 4177 sayılı kararı ile sit sınırları güncelleştirilip, 3 derece arkeolojik sit sınırlarında yer alan, ... ili... ilçesi, ... beldesi,... köyü, 310 parselde bulunan üzeri eternit kaplı barakayı söktürüp, yerine betonarme, tek katlı bir bina yaptırdığından bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak,... Belediye Başkanlığı tarafından 17/06/2010 tarihli Kurul kararının 10/07/2010-09/08/2010 tarihleri arasında ilanının yapıldığı, sanığın ilanın yapıldığı bölgede yaşadığının gerek beyanı, gerekse MERNİS kayıtları ile sabit olduğu, kaldı ki, tespit anında inşa halinde olan binanın, mahallinde yapılan keşifte, inşasının bitirilip, içerisinde ikamet edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın suça konu taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanında kaldığını bildiği, buna rağmen Kurul"dan izin almaksızın inşai müdahalelerde bulunduğu, anlaşılmakla birlikte;
Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4 maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde İl Özel İdaresi veya Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, 11/10/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 ve 65/4 maddeleri ile sanığın eylemin niteliği ve suç kastının yoğunluğu da dikkate alınarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, “6498 sayılı Kanuna göre yapılmış herhangi bir tebliğ ya da ilan bulunmadığı, bu kapsamda sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle gerçekleşmediği” kanaatiyle, sanığın beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 15/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.