12. Ceza Dairesi 2014/12190 E. , 2015/6575 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
... Koruma Yüksek Kurulu"nun 14/02/1986 gün, 1918 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen ... Hamamı"nın bir kısım iç bölme duvarlarının yıkıldığı, tonoz örtüde ışıklıkların yıkılarak büyütüldüğü, su deposunun olduğu bölümün kuzey cephesine kapı açıldığı, özgün kapı ve kemerli geçişlerin tahrip edildiğinden bahisle, suça konu handa kiracı sıfatı ile ticaret yapan sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanığın dosya kapsamında mevcut savunması incelendiğinde, suça konu yapının korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliğine haiz olduğunu bildiğini, bu nedenle taşınmaza herhangi bir müdahalede bulunmadığını beyan ettiği görülmekle birlikte, mahallinde yapılan keşif sırasında refakate alınan ... Ünversitesi öğretim görevlisi arkeolog bilirkişi tarafından dosyaya sunulan ve hükme esas alınan 10/06/2013 tarihli raporda, dava konusu edilen uygulamaların büyük kısmının tescil tarihi olan 14/02/1986 dan daha önce yapıldığı belirtilmiş olmasına karşın, kapı yuvaları ile su deposuna açılan kısmın kenarlarındaki sıva ve badana düzenlemelerinin daha yakın tarihlerde yapıldığının belirtildiği, üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında tescilli kültür varlığı olması nedeniyle taşınmazda izinsiz ya da izin kapsamı dışında yapılan her türlü inşai faaliyetin suç oluşturacağı, bu bakımdan müdahalenin binanın içinde ya da dışında gerçekleştirilmesinin önem arz etmediği, bu sebeple tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, izinsiz yapılan tadilatın yapının tescil edilmesine neden olan kriterlere uygun olup olmadığının, yapıya ait orjinal dokuya uyum sağlayıp sağlamadığının, tescilli kültür varlığında zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerektiği,
Bu kapsamda, mahallinde inşaat mühendisi ve arkeolog bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif icra edilerek, suça konu uygulamalara ilişkin kullanılan malzemelerin eskiliği, renkteki solmalar ve yıpranma durumu dikkate alınarak yapılış tarihleri tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanarak ve bu şekilde sanığın dava konusu uygulamaları zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirip gerçekleştirmediği tespit edilerek, dava zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılması halinde, izinsiz olarak yapılan uygulamaların tescilli kültür varlığının bütünü ve dolayısıyla orjinal dokusu ile uyumlu olup olmadığı, niteliği ve yapıda geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede zarar meydana getirip getirmediği belirlenip, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün tespiti durumunda, sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun"un 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması, bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan tadilatın ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında olduğunun belirlenip, ayrıca taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu"nun bulunmadığının anlaşılması halinde 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması, yapılan bu tadilatın ruhsata tabi olmayan, “basit onarım” niteliğinde olduğunun belirlenmesi veya ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında olsa bile, taşınmazın olduğu yerde, suç tarihi itibariyle, sorumluluk alanı dava konusu yeri kapsayan Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu"nun bulunduğunun anlaşılması halinde 5498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi ile cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.