14. Hukuk Dairesi 2016/15270 E. , 2020/2773 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14/08/2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, paydaşı olduğu 2397 ada 5 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşı..."ın taşınmazdaki 449/594 payını 25.09.2013 tarihinde 181.000,00TL bedelle davalıya sattığını, satışla ilgili kendisine usulüne uygun noter bildirimi yapılmadığını ileri sürerek bedeli karşılığında, dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, yasada belirtilen üç aylık hak düşürücü sürenin geçtiğini, zira dava konusu payın satın alındığının davacıya noterlikçe düzenlenen 30.10.2014 tarihli ihtarname ile bildirilmiş olup 07.11.2014 tarihinde de tebliğ edildiğini, buna karşılık davacının 13.11.2014 tarihli cevabi ihtarnamesi ile satışı öğrendiği 07.11.2014 tarihten itibaren üç ay içerisinde yasal önalım hakkını kullanacağını bildirdiğini, bu nedenle süresinde açılmayan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, her ne kadar davacı, davalı tarafından gönderilen ihtarname tarihinde hükümlü olarak cezaevinde bulunduğunu ve hakkında kısıtlılık kararı olduğunu iddia etmiş ise de Gebze Başsavcılığının yazı cevabına göre, ihtarnamenin tebliğ tarihinde davacının cezaevinde olmadığı, bu nedenle yapılan tebligatın geçerli olup davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK"nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Somut olaya gelince; davalı tarafından davacıya gönderilen Gebze 1. Noterliğinin 30.10.2014 tarihli ihtarnamesinin incelenmesinde; davalının, 2397 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 449 m2"lik kısmını 25.09.2013 tarihinde satın aldığını, satın aldığı tarihten beri davacının bu kısmı hiçbir bedel ödemeden kullandığını belirterek tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde bu kısmı tahliye etmesini ve ecrimisil ödemesini talep ettiği görülmektedir. Her ne kadar pay satın alımından bahsedilmiş ise de bu payın oranının, hangi bedelle ve kimden satın alındığının belirtilmediği, dolayısıyla gerekli şekil şartlarını içermediği anlaşıldığından bu ihtarname geçerli değildir.
O halde mahkemece, davanın esasına girilerek, gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren üç aylık süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgilisine iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.03.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.