11. Hukuk Dairesi 2020/2697 E. , 2020/5332 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 06/12/2017 tarih ve 2008/325 E. - 2017/405 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 30/11/2018 tarih ve 2018/654 E. - 2018/1863 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının da hissedarı olduğu taşınmazla ilgili arsa sahipleri ile dava dışı yüklenici ... arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yüklenicinin ruhsat dahi alınmadan arsada temel kazıp bir miktar demir getirerek hızla inşaata başlandığı görüntüsü verdiğini, yüklenicinin, ... ... isimli kişinin yapılacak inşaattan dükkan alacağını ancak teminat istediğini söylemesi üzerine, davacının, yüklenici ile birlikte iki adet 70.000.- TL bedelli bonoyu müteahhidin kefili sıfatıyla imzaladığını, aradan 3-4 ay geçmesine rağmen inşaatta bir ilerleme olmadığını, ... ..."ın, yanında... isimli kişi ile gelerek yüklenicinin battığı, inşaata..."nin devam etmesi için yeni bir sözleşme düzenlenmesi gerektiğini, ondan sonra senetleri geri vereceğini söylediği, davacının diğer hissedarlarla görüşüp sözleşme yapmayı kabul ettiğinde ise kendi arsa payının senet bedellerini ancak karşılayacağı, daire talep edemeyeceğinin bildirildiğini, gazete haberlerinden bu kişilerin dolandırıcı olduğunu öğrendiğini, davalı ile aralarında bono düzenlenmesini gerektirecek bir ilişki bulunmadığını ileri sürerek, Antalya 3. İcra Müdürlüğü"nün 2007/8415 ve 2007/8419 Esas sayılı dosyaları ile yapılan takipler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve söz konusu takiplerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının, davalı, dava dışı ... ve ... ..."ın kendisinden hile ve dolandırıcılık yolu ile davaya konu takiplerin dayanağı senetleri aldığından davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek işbu davayı açtığı, takiplerin dayanağı senetlerin kambiyo senedi olduğu, davalının senet alacaklısı, davacının ise senet borçlusu olarak dava dışı yüklenici Bayram ... ile birlikte senetleri imzaladığı, yüklenicinin yapacağı inşaattaki dairelerden birini sattığı, davaya konu senetleri imzaladığı, arsa sahibi olarak davacının da imzalayıp satın alana vermesi gerektiğini söylemesi nedeniyle davacının senetleri imzaladığını bildirdiği, davalının ise yüklenici Bayram ..."den kat karşılığı inşaat sözleşmesine güvenerek daire satın aldığı, yükleniciye parasını ödediği, ancak inşaatın bitirilip dairenin kendisine teslim edilmesinin teminatı olarak davaya konu senetlerin düzenlenip kendisine verilmesini istediği, senetlerin arsa sahibi ve yüklenici tarafından imzalanıp kendisine verildiği, davacının dolandırıldığı ve senetlerin hileyle alındığı iddiası ile ilgili Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada, taraflar arasındaki ihtilaf hukuki mahiyette olduğundan davalının da içinde bulunduğu sanıklar hakkında beraat kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği, arsa sahibi olarak yüklenici ile sözleşme imzalayan davacının henüz inşaat ruhsatı alınmamış ve inşaata başlanmamışken, yüklenici ile birlikte davalıya sattığı dairenin teslim edilmesinin teminatı olarak senetleri düzenleyip davalıya verdiği, yüklenici sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden, arsa sahibi sıfatıyla senetleri imzalayan davacının da davalıya karşı yüklenici ile birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının dava dilekçesinde, dava dışı ... ..., ... ile yüklenicinin birlikte hareket ederek, yüklenicinin inşaata hızlı başlayıp aynı şekilde bitirileceği, ... ..."ın da inşaattan alıcıymış gibi hareket etmek suretiyle aldatıcı, hileli davranışları ile davacının davaya konu bonoları imzalamasına neden olduğunu ileri sürdüğü, takip konusu bonolarda davacı ile yüklenici Bayram ...’nin keşideci, davalının ise lehtar olduğu, davaya konu bonoların davalıya inşaattan satışı yapılan dairelerin teslimi için teminat olarak düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalıya daire teslimi gerçekleşmediğinden davacı arsa sahibinin yüklenici ile birlikte bono bedelinden sorumlu olduğu, davacı bonoların hile ile imzalatıldığını ileri sürmüş ise de, davalının da aralarında bulunduğu sanıkların ceza dosyasında beraatlerine karar verildiği, davacı hile iddiası ile ilgili başka bir delil de bildirmediğinden İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı uygulandığından davalı lehine tazminata hükmedilmesinin de hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulmuştur.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.