22. Hukuk Dairesi 2016/32432 E. , 2020/4070 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVALILAR :1- ASO DIŞ TİCARET PAZARLAMA LTD. ŞTİ,
2-....
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalılara ait çelik konstrüksiyon üretimi işyerinde imalatçı kaynak operatörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda Aso Dış Tic. Paz. Ltd. Şti. hakkındaki davanın davacının çalışmalarının kayden Demirsan şirketi nezdinde geçtiği gerekçesiyle husumet yönünden reddine karar verilip Demirsan şirketi hakkında ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında kural olarak farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün değildir. Ancak bu gibi durumlarda işçilik alacakları hesabı noktasında hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumluluklarının belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, hizmet sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi ve birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, tüzel kişiler arasında sadece organik bağ bulunduğu gerekçesi, çalışma döneminin tamamına ilişkin alacaklardan işçinin çalışmış olduğu her bir tüzel kişinin müteselsilen sorumlu olması sonucunu doğurmaz. Zira sadece organik bağın varlığı tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir.
Somut olayda davacı vekili tarafından aynı şirketlere karşı açılan davalarda davalı şirketlerin cevap dilekçelerinde şirketlerin grup şirketi olup organik yapılarının aynı olduğunu aynı yerde çalıştıklarını dile getirdikleri tespit edilmiştir. Bu nedenle birlikte istihdam ve organik bağın araştırılması yönünden ticaret sicil kayıtları ile şirket ana sözleşmelerinin getirtilerek faaliyet konuları ile merkez ve şube adreslerinin araştırılarak aynı işi yapıp yapmadıkları ve birlikte istihdam edilen işçiler olup olmadığı veya asıl işveren, alt işverenlik ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenerek hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile Aso Dış Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın husumet yönünden reddi isabetsiz olmuştur.
3-Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai yapıp yapmadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftanın 5 günü 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığından fazla çalışma yapmadığı değerlendirilmiştir. Davacı tanığı ...’un beyanı hangi 6 yıl davacı ile birlikte çalıştığının belli olmadığı gerekçesiyle hükme esas alınmamıştır. Davacı tarafından dosyaya sunulan emsal bilirkişi raporlarında da tanıklarca cumartesi günü saat 16.00’ya kadar çalışıldığı beyan edilmiştir. Hem tanığın davalılara ait işyerinde hangi tarihler arasında çalıştığı sgk kayıtlarıyla belirlenerek hem de emsal bilirkişi raporlarındaki aynı işi yapan işçiler için yapılan hesaplamalar göz önünde bulunarak davacının fazla çalışma alacağının hesaplanması gerkirken reddi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.