3. Hukuk Dairesi 2016/17601 E. , 2017/15689 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki abonelik tesisi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; mahkemece temyiz talebinin reddine yönelik verilen ek karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ... Elektrik Perakende Satış A.Ş"yi davalı olarak gösterdiği dava dilekçesinde; ... ili, ... Köyü sınırları içinde yer alan 124 ada, 01 parsel üzerinde ... Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi tarafından yapılmış bulunan 40 konuttan birinin sahibi olduğunu, konutlara şantiye abonesinden elektrik bağlandığını, iskan belgesi alınamadığı için bireysel aboneliğe geçilemediğini, kullandığı elektriğin parasını ödediğini, davalı kurum yetkililerinin 15 gün içinde bireysel aboneliğe geçilmediği taktirde elektriğin kesileceğine dair tutanak tuttuklarını beyan ederek borcu olmadığı sürece elektriğin kesilmemesi için tedbir kararı verilmesi ile trafonun devri ve iskan müsaadesi alınıncaya kadar geçecek sürede bireysel abonelik hakkı verilmesini talep ve dava etmiş; ön inceleme duruşmasında, ... Elektrik Perakende Satış A.Ş ile ...nin farklı kurumlar olduğunu bilebilecek durumda olmadığını, bu nedenle doğru kuruma tebligat yapılarak davaya devam edilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Davalı ... Elektrik Perakende Satış A.Ş; bağlantı sözleşmesinin kendileri ile değil, ...ile yapıldığını, davanın kendileriyle ilgisi bulunmadığını, davada taraf olarak gösterilmiş olmaları her ne kadar hatalı ise de; husumet itirazları ile birlikte esasa ilişkin olarak da davacının dilekçesinde belirtildiği gibi ilgili
kooperatife iskan alınmadığını, kooperatifin iskanını almaması halinde kooperatif üyelerine bireysel abonelik verilmesinin söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davalı ...Ş; davacının oturmakta olduğu adrese ilişkin olarak gerekli araştırmayı yaptığını ve incelemede izin belgesi ve yapı ruhsatı olmadığını tespit ettiğini, davacının da dilekçesinde belirttiği gibi ilgili kooperatifin iskan alamadığını, kooperatifin iskanını alamaması halinde kooperatif üyelerine bireysel olarak abonelik verilmesinin söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; HMK 124. madde gereğince dava dilekçesinde tarafın yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklandığı sonucuna varıldığından davalı ...nin davaya dahil edilmesine karar verilmiş ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda açıklandığı gibi bireysel elektrik aboneliğinin alınmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından davanın reddine, HMK 124/4 maddesi gereğince davalılar lehine ayrı ayrı 750,00’şer TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Mahkemece ek karar ile, davacının süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddine karar verilmiş, ek karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Tebligat Kanununun 17. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. Maddesi gereğince belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bu şekilde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın o yerde bulunmadığının tebliğ evrakına yazılması gerekir.
Gerekçeli kararın tebliği için davacıya çıkarılan tebligat, işyerinde daimi ve yetkili çalışan ...’e tebliğ edilmiştir. Tebligatın muhatabı olan davacının, tebligat sırasında o yerde bulunmadığı tebliğ evrakına yazılmadığı gibi, davacının tebliğ adresi işyeri de değildir. Bu nedenle, davacıya yapılan tebligat usulsüz olduğundan mahkemece verilen 27.07.2016 tarihli ve süresinde yapılmayan temyiz başvurusu talebinin reddine dair ek karar kaldırılarak işin esasına girildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesi gereğince; müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.
Somut olayda; verilen red kararı davalılar için aynı sebepten dolayı verilmiş olmasına rağmen her bir davalı için 750,00 şer TL vekalet ücreti takdir edildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar için tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle vekalet ücretine ilişkin 4. ve 5. fıkralar hükümden çıkartılarak, yerine “Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca takdir edilen 750 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine” sözleri yazılmak suretiyle hükmün davacı yararına düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.