8. Hukuk Dairesi 2018/4178 E. , 2019/6167 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davada elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmiş olup hükmün asıl ve birleşen dosyada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
(Asıl ve birleşen davalar yönünden) davacılar vekili, müvekkillerinin elbirliği şeklinde hissedar oldukları dava konusu 130 ada 7 parsel sayılı taşınmaza, davalı şirket tarafından şantiye kurmak suretiyle müdahale edildiğini belirterek elatmanın önlenmesine ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile asıl dosya için 4.000,00 TL, birleşen her bir dosya içinde 2.000,00 TL’şer olmak üzere toplam 8.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dosyalar davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, (hükme esas esas alınan bilirkişi raporu ve) davalı şirketin hukuken korunan veya korunması gereken bir hakka dayanmaksızın dava konusu taşınmaza müdahale ettiği özet gerekçesiyle davanın ve birleşen dosya davalarının ayrı ayrı kabulü ile dava konusu 130 ada 7 nolu parsele davalının yapmış olduğu müdahalenin men’i ile söz konusu taşınmaz için hesaplanan toplam 9.187,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davacıya ve birleşen dosya davacılarına tapu kayıtlarındaki hisseleri doğrultusunda ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davalar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çapa bağlı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin ve kal’i istenen şeyin değeri toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (04.03.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Bilindiği üzere; Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Kanun"un 32. maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaların, hükmedilmesi istenen toplam 8.000,00 TL ecrimisil bedeli üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi istekleri yönünden ise harç yatırılmadığı gibi yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece davacılardan elatmanın önlenmesi talepleri yönünden dava değerlerinin açıklattırılmasına müteakip peşin harçların ikmal edilmesi, daha sonra keşif sonucu belirlenecek dava değeri üzerinden var ise eksik harçların tamamlattırılması gerekirken davaların harçsız görülmesi sonucunu doğuracak şekilde işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir
Kabule göre de; davacılar tarafından 3 ayrı dava açılmış ve mahkemece aralarında irtibat bulunduğundan birleştirilmiş ise de birleşmeye rağmen her bir dava bağımsız varlığını devam ettirdiğinden elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talepleri yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, tek bir hüküm fıkrası altında karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.(2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır." şeklindedir.
Somut olaya gelince; asıl ve birleşen davalarda toplam 8.000 TL üzerinden ecrimisile karar verilmesi istendiği halde, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde (ıslah yapılmayan dosyada) talep aşılmak suretiyle toplam 9.187,00 TL ecrimsile hükmedilmiştir.. O halde, mahkemece yukarıda açıklanan husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir
SONUÇ: Asıl ve birleşen davalar davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre asıl ve birleşen davalar davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosyada davalıya iadesine, 19/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.