13. Hukuk Dairesi 2012/7867 E. , 2013/3291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı asil... ve vekili avukat ... ile davacılar vekili avukat ..."nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalı ile 26.02.2004 tarihli Avukatlık hizmet ve ücret sözleşmesi ile İmar Bankası nezdinde bulunan tasarrufların yani off-shoer hesaplarının ödeme kapsamında değerlendirilmemesi ile ilgili çıkarılan yasa maddesinin iptali ve Anayasaya aykırılık iddiası ile ilgili olarak ve uğranılan zararın tazmini yönünde davalı ..., annesi ... için ayrı ayrı ve ortak hesapları yönünden dava açılması hususunda anlaştıklarını, yapılacak hukuki yardımın değerinin para ile ölçülebilen dava olduğu kabul edilerek davanın lehe sonuçlanması halinde sözleşmede belirtilen toplam miktarın net %4" ünün avukatlık ücreti olarak davalı ve ... tarafından müştereken ve müteselsilen ödeneceğinin kararlaştırıldığını, Danıştay" a ilgili yasa maddesinin iptali yönünde 3 adet dava açtıklarını, yargılama sırasında Bakanlar Kurulu" nun 03.07.2006 tarihinde paraların Sigorta Fonu tarafından ödenmesi yönünde karar alması üzerine davalı ve annesinin mevduatlarını Sigorta Fonundan faizi ile birlikte tahsil ettiklerini, bu hususta açılan çok sayıda davada olduğu gibi kendileri tarafından açılan davalarda da karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiğini, davalının paralarını tahsil etmesine rağmen vekalet ücretini ödememesi üzerine 28.798.75.TL asıl alacak ve 7.555.53.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 36.354.28.TL" nın tahsili için davalı ve annesi hakkında icra takibinde bulunduklarını ancak haksız yere itiraz ettiklerini ve davalının sözleşmeyi tek başına kendisi ve annesi adına İmzalaması nedeniyle sorumlu olduğunu ileri sürerek vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun Kuşadası 1. İcra Müdürlüğünün 2009/7581 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen kabulü ile takibin 25.437.44.TL asıl alacak ve takip tarihinden işletilecek yasal faiz üzerinden devamına, takibe konan fazlaya ilişkin asıl alacak ve faizin iptaline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece, “taraflar arasında yapılan avukatlık hizmet ve ücret sözleşmesinin geçerli olduğu, sözleşmede davalının imzasının olduğu, lehine idari yargıda dava açılan ..." nün imzasının bulunmadığı buna rağmen sözleşmede taraf olarak gösterildiği, sözleşmede imzası bulunan kişilerin, ... adına hukuki işlem yapma konusunda iradelerini birleştirdikleri, niteliği itibariyle sözleşmede imzası bulunan davalının sözleşmede ismi bulunan annesi ..." nün hukuki yardımdan faydalanmasını talep ettiği, alacaklının yüklendiği bu edimin karşısında kendisinin ve annesi ..." in ücret ödeme borcunu da münhasıran üçüncü kişinin edimini vaat ile kendisinin üstlendiği bu sebeple sözleşmede adı bulunan ... ve..." e tahsili sağlanacak meblağın toğlamının net %4" ü kadar ücret ödeme borcunun bulunduğu, dosya kapsamı itibariyle esasen yargısal yoldan çözülecek hukuki sorunun idari ve yeni yasal düzenlemeler yolu ile çözümlenmesi karşısında sözleşmeden beklenen amacın gerçekleştiği, sözleşmenin tarafı olan davacı avukatların ücret alacaklarına hak kazandıkları, bu alacak miktarının da Ziraat Bankasından ödenen toplam meblağın net %4" ü olduğu, davalı tarafın temerrüde düşürülmediğinden faiz başlangıcının takip tarihi olması gerektiği...” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; Mahkeme gerekçesindeki sadece vekalet ücreti alacağının ödenen toplam meblağın net %4" ü ile ilgili bölümü yönünden, davacılar ile davalının 26.02.2004 tarihli Avukatlık hizmet ve ücret sözleşmesi ile İmar Bankası nezdinde bulunan tasarrufların yani off-shoer hesaplarının ödeme kapsamında değerlendirilmemesi ile ilgili çıkarılan yasa maddesinin iptali ve Anayasaya aykırılık iddiası ile ilgili olarak ve uğranılan zararın tazmini yönünde davalı ..., annesi ... için ayrı ayrı ve ortak hesapları yönünden dava açılması hususunda anlaştıkları, yapılacak hukuki yardımın değerinin para ile ölçülebilen dava olduğu kabul edilerek davanın lehe sonuçlanması halinde sözleşmede belirtilen toplam miktarın net %4" ünün avukatlık ücreti olarak davalı ve ... tarafından müştereken ve müteselsilen ödeneceğinin kararlaştırıldığı, Danıştay" a ilgili yasa maddesinin iptali yönünde 3 adet dava açtıkları, yargılama sırasında Bakanlar Kurulu" nun 03.07.2006 tarihinde paraların Sigorta Fonu tarafından ödenmesi yönünde karar alması üzerine davalı ve annesinin mevduatlarını Sigorta Fonundan faizi ile birlikte tahsil ettikleri, davacılar tarafından vekaleten açılan davalarda, daha önceden çok sayıda bu hususta açılan davalarda olduğu gibi Danıştay 13. Dairesi" nin 2012/7867 2013/3291
08.07.2005 tarih ve 2005/3760 Esas 2005/3421 Karar sayılı kararı ile Bakanlar Kurulu kararı" nın iptaline karar verilmesi nedeniyle aynı talep yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği anlaşıldığından, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Avukatlık ücreti başlıklı III. Maddesindeki, davanın lehe sonuçlanması durumunda sözleşmede belirtilen toplam meblağın net %4 " ünün vekalet ücreti olarak ödeneceği hükmünün uygulanması mümkün değildir. Yani davalı, sözleşmede öngörülen toplm meblağın %4" ü yönündeki vekalet ücretinden sorumlu tutulamaz. Ancak vekaletin başladığı tarihten Danıştay 13. Dairesine açılan 3 adet davada verilen kararların kesinleşmesine kadar, davacıların davalıya ve annesi ..." e sağladıkları hukuki yardım nedeniyle sarf ettikleri emek ve mesaiye karşılık, hak ve nesafete uygun bir avukatlık ücretinin ödenmesi gerektiği kabul edilmelidir. O halde mahkemece, az yukarıda belirtilen ilke doğrultusunda davacıların sarf ettikleri emek ve mesaileri değerlendirilerek, hak ve nesafete göre almaları gereken vekalet ücreti tespit edilip, hasıl olacak sonuca uygun bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde sözleşmede kararlaştırılan vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nendenine göre, davacıların tüm, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacıların tüm, davalının diğer temyizi itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davacılardan alınarak davalıya ödenmesine, aşağıda dökümü yazılan 3,15 TL kalan harcın davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.