Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/9045 Esas 2019/3270 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9045
Karar No: 2019/3270
Karar Tarihi: 19.03.2019

Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/9045 Esas 2019/3270 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Antalya Barosunda çalışan avukat, vekil olduğu müvekkillerinin mahkemeden aldığı kararı, vekaletten azil olduktan sonra dahi kendilerine yetkisiz ve usulsüz bir şekilde tebliğ etmiştir. Ayrıca müvekkillerinin haberi olmadan kesinleşen karar için icra takibi başlatmıştır. Bu nedenle avukat, görevi kötüye kullanma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, avukatın eylemi, disiplin suçu olarak değerlendirilebileceği ve yalan beyan suçu oluşturabileceği belirtilmiştir. Mahkeme kararıyla, avukatın hakları ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle suç işlediği kabul edilmesine rağmen, hak yoksunluğuna hükmedilmediği ve kararın bozulduğu belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, Altıncı Kısım, 41. madde: Avukatın vekaletten çekilmesi halinde durumun mahkemeye bildirilmesi gerekmektedir.
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 55/1-c madde: Yalan beyan suçu düzenlenmektedir.
- TCK 53/1-e madde: Hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle yüklenen suç düzenlenmektedir.
- TCK 53/5. madde: Hak yoksunluğuna hükmedilmesi durumunda uygulanacak hüküm açıklanmaktadır.

5. Ceza Dairesi 2015/9045 E. , 2019/3270 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Antalya Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan sanığın, vekaletten azledildiğini 08/03/2011 ve 08/04/2011 tarihlerinde tebellüğ etmesine rağmen Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/723 Esas, 2011/321 sayılı Kararını yetkisiz ve usulsüz olarak tebellüğ ettiği ve bu karardan katılanları haberdar etmeyip aleyhe verilen kararın 24/06/2011 tarihinde kesinleşmesine ve vekalet ücreti alacağının tahsili için katılanlar hakkında Fethiye 1. İcra Müdürlüğünün 2012/2077 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmasına, dolayısıyla katılanların mağduriyetine neden olduğu iddiasıyla açılan kamu davasında; 1136 sayılı Avukatlık Kanununun "Avukatın Hak ve Ödevleri"ni düzenleyen Altıncı Kısmının 41. maddesine göre "avukatın vekaletten çekilmesi" halinde durumun mahkemeye bildirilmesi gerekmekte ise de, vekillikten azil durumu için benzer bir düzenlemeye de yer verilmediği nazara alındığında, eylemin disiplin suçu kapsamında değerlendirilebileceği, sanığın katılanların vekili olmadığı halde bu sıfatla tebligatları aldığının kabulü halinde ise, eylemin 7201 sayılı Tebligat Kanununun 55/1-c maddesinde düzenlenen "yalan beyan" suçunu oluşturabileceği, ancak bu eylemden dolayı açılmış bir kamu davası bulunmadığı gözetilmeden, görevi kötüye kullanma suçundan beraati yerine yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
TCK"nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle yüklenen suçu işlediği kabul edilmesine rağmen, sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.