16. Hukuk Dairesi 2020/261 E. , 2020/389 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 29, 30 ve 31 parsel sayılı sırasıyla 785.39, 1.101.72, 5.415,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kime ait oldukları tam ve kesin olarak bilinemediği belirtilerek, çayır vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 103 ada 29, 30 ve 31 nolu parsellerin tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Davacı, çekişmeli taşınmazların tarım arazisi vasfında olup kendi zilyetlik ve tasarrufunda bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı tanığı taşınmazların buğday ve çavdar ekilip biçilmek suretiyle kullanıldığını beyan etmiş olmalarına rağmen; keşif sonucu düzenlenen ziraatçi bilirkişi raporunda soyut şekilde 103 ada 29 ve 30 parsellerin doğal çayırlık alanlar olduğu ve toprak işlemesi yapılmayan ot üretimi söz konusu olan yerlerden olduğu belirtilmekle yetinildiği gibi; bilirkişi ve tanık beyanları ile zirai rapor arasında taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi hususunda çelişki oluşmuş; yine zirai 103 ada 31 parselin ise üzerinde herhangi bir işlem yapılmadan kara nadas uygulaması dahilinde nadasa bırakıldığı belirtilmekle yetinilmiş ve “kara nadas” uygulamasının ne olduğu açıklanmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle yöreye ait çekişmeli taşınmazları ve çevresini gösterir tespitten önce 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş streoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı"ndan getirtildikten sonra jeodezi ve fotogrametri mühendisi; fen bilirkişi, üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu ile yerel bilirkişi ve tanıkların katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime, nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, mahkeme gözlemi ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı; dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, taşınmazlarda ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü ve çayır olarak mı, yoksa buğday, çavdar vs. ekilip mi kullanıldığını açıklayan ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı, önceki ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeleyen ve “kara nadas” uygulamasının ne olduğunu açıklayan ve çekişmeli taşınmazları sınırlardaki taşınmazlarla mukayese edilecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; HMK"nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla raporlarda belirtilen hususların somutlaştırılması için, taşınmazlar ve çevresini tüm yönleriyle gösterecek şekilde taşınmaz ve çevresinin yakın plan fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazlar işaretlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.