20. Hukuk Dairesi 2019/3486 E. , 2019/4857 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada, .... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Talep, vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
...... Mahkemesince 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 3. maddesine göre; mazbut vakfın genel müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı ...... yönetilen vakıflar olarak tanımlandığı ve aynı kanunun 6. ve 7. maddelerinde de mazbut vakıfların ... tarafından yönetilip temsil edileceğinin hükme bağlandığı, mazbut vakıfların ... tarafından yönetildiğinden yerleşim yeri ile bir ilgilerinin kalmadığından ve.... yerleşim yerinin de ..... olduğu gerekçesi ile yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
..... 27. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, galleye müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti ve vakıf gelirinden alacak tahsili isteklerinde kesin yetki kuralının mevcut olmadığı ve yetki itirazında da bulunulmadığı gözetilerek mahkemenin yetkisiz olduğu gerekçesi ile yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
5737 sayılı ..... Kanununun 3. maddesine göre, mülhak vakıf mülga 743 sayılı TMK’nın yürürlük tarihinden önce kurulmuş olan yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise bu kanun uyarınca genel müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek ..... ile mülga 743 sayılı TMK’nın yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince ... .. Müdürlüğünce yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanunun 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların ... tarafından yönetilip temsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Vakıflarla ilgili açılan davalarda yetkili mahkeme belirlenirken 6100 sayılı HMK’da iki ayrı düzenlemenin dikkate alınması gerekir.
Kesin yetki kuralının öngörüldüğü 14/2. madde de, özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, mevcut bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu bu özel ve sınırlı hal dışında kesin yetki kuralının mevcut olmadığı, maddede düzenlenen yetkinin, kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında re"sen dikkate alınması gerekir.
Kesin yetki kuralı dışındaki genel yetkili mahkeme ise, 1086 sayılı HUMK’nın 9. maddesini karşılayan 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesinde düzenlenmiş, buna göre; yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca aynı Kanunun 19/4. maddesine göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. Hakim doğrudan (re"sen) yetkisizlik kararı veremez.
4721 sayılı TMK’nın 51. maddesinde; tüzel kişinin yerleşim yerinin, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu hükme bağlanmıştır. İntifa haklarının (tevliyet, sükna ve galle) tespit ve tahsili için; mülhak vakıflar aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme vakfın yerleşim yeri (kurulduğu yer) mahkemeleri kesin yetkilidir.
Dosya kapsamında ..."nden gelen 19.08.2016 tarihli yazısında dava konusu vakıfın “mazbut vakıf” olduğu belirtilmiştir. 2762 sayılı .... Kanunu gereğinc.... yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanunun 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların ... tarafından yönetilip temsil edileceği hükme bağlanmıştır. Bu durumda ..... yerleşim yeri de ..... da bulunduğundan ..... Mahkemelerinin yetkili olması sebebi ile uyuşmazlığın ...... 27. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince .... 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 17/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.