20. Hukuk Dairesi 2013/10744 E. , 2014/2692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, ... İlçesi, ... Beldesi, 275 ada 1 parsel sayılı 1991,75 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine "2/B madde ve davalı gerçek kişi lehine kullanım" şerhi verilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi vekili, çekişmeli taşınmazın eylemli orman niteliğinde olduğunu, 2/B madde koşullarını taşımadığı halde, Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığını iddia ederek, orman sınırları dışına çıkarma işleminin iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın Hazine adına orman rejimi dışına çıkarma işleminin kesinleştiği, 2010 yılında yapılan kadastro tesbitinde, kesinleşen 2/B madde alanında 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek 4. maddesi uyarınca fiilî kullanım durumunun tesbitinin yapıldığı, orman sınırları dışına çıkarılan ve bu işlemin kesinleştiği yerlere ilişkin açılan davalarda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde, dosyanın görevli ve yetkili sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, davacı Orman Yönetimi vekilinin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.04.2011 tarih ve 2011/1123-4013 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Somut uyuşmazlıkta çekişmeli taşınmaz hakkında 05.04.2010 tarihinde kadastro tesbit tutanağı düzenlenmiş olup, Orman Yönetimi tarafından 3402 sayılı Kanunun 12/1 ve 26/B ve 25/1 maddelerinde belirtilen 30 günlük askı süresi içinde dava açıldığına göre, davaya bakma görevi kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle, davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği”ne değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... Beldesi, 275 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın 03.02.2011 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 486,40 m² yüzölçümündeki bölümün orman vasfıyla Hazine adına, aynı krokide (B) ile gösterilen 1505,35 m² yüzölçümündeki bölümünün ise, beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhi ile birlikte tesbit gibi tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; davacı Orman Yönetimi ile davalı Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04.03.2013 tarih ve 2012/10850 - 2013/2169 sayılı kararıyla Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddine, Hazinenin temyiz itirazları yönünden ise hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan red-bozma kararında özetle; “çekişmeli taşınmaz Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış yerlerden olduğu ve keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, taşınmazın eylemli biçimde orman olmadığı saptandığı belirtilerek davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Hazinenin temyiz itirazları yönünden ise, “ziraatçı bilirkişi...02.11.2011 havale tarihli raporunda, taşınmazın keşif tarihi itibari ile toprağının sürülü ve buğday ekiminin yapılmış olduğu, buğdayın toprak yüzeyine çıkış yapmadığı, taşınmaz içinde herhangi bir meyveli ve meyvesiz ağaç bulunmadığını, keza Orman Mühendisi ...’de raporunda, taşınmazın yeni sürülmüş, hububat ekili vaziyette ve içerisinde ağaç ve ağaçcık bulunmadığını, yine keşif tutanağına yansıyan hâkim gözleminde, taşınmazın tümüyle yeni sürülmüş ve buğday ekimi yapılmış olduğu bildirilmiştir. Bu bilgilere göre, çekişmeli taşınmazın üzerinde herhangi bir orman veya kültür ağacı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmaz, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış yerlerden olup, bu niteliği itirazsız kesinleştiğine göre, mahkemenin eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafına dayanarak, taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün eylemli orman olduğu yönündeki gerekçesi doğru ve yerinde değildir. Çekişmeli taşınmazın eylemli biçimde orman olmadığı, mahkemece mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarıyla belirlendiğine göre, mahkemece, bu yön gözetilerek davacı Orman Yönetiminin davasının reddine ve taşınmazın tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen bölümü yönünden Orman Yönetiminin davasının kabulü yolunda hüküm kurulması isabetsiz olduğu” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu ... Beldesi 275 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 10.09.1947 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 20.09.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 03/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.