MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... vekili, 20/11/2007 havale tarihli dava dilekçesiyle; müvekkilinin ... Köyü 1602 sayılı parselin maliki olduğunu, 1602 sayılı parselin yanında bulunan bir parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek, taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Davalı Hazine, 21/01/2008 havale tarihli dilekçesiyle; taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve özel mülkiyet konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi ve dava konusu taşınmazın TMK’nun 713/6 maddesine uyarınca Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davacı ... lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davacı ...’nin davasının reddine, Hazinenin davasının ise kabulüne ve 17/05/2011 tarihli bilirkişi raporuna ekli ek 2 numaralı krokide (B) harfi ile gösterilen 2422,07 m² yüzölçümündeki taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 11.12.1947 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tescile konu taşınmaz, 1984 yılında yapılıp 1987 yılında ilân edilen kadastro çalışmasında tesbit dışı bırakıldığına, üzerinde tarla tarımı için değerlendirilebilecek bir toprak katmanı bulunmadığına ve 2011 yılında yapılan keşifle üzerindeki zeytin ağaçlarının 3-7 yaşlarında, incir ağaçlarının 4 - 5 yaşlarında ve fındık ve badem ağaçlarının 3 yaşlarında olduğu belirlenerek, davacı ... yararına TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17 maddelerinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı gözetilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 03/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.