17. Hukuk Dairesi 2014/13405 E. , 2016/10777 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracı kullanan müvekkilinin eşi olan sürücü sigortalı desteğin tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiğini, murisin bir şirkette makine bakım görevlisi olarak 1.700 TL net maaşla çalıştığını, müvekkilinin destekten yoksun kaldığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava işleten/sürücü kusuruna dayanılarak açılmış ise tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, sigortalı araç işleteninin/sürücüsünün meydana getirdiği trafik kazası nedeniyle, mirasçılarının ve/veya destekten mahrum kalanların üçüncü kişi olarak taleplerinin haklı olarak değerlendirilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, işleten sürücü murisin üçüncü kişi sayılamayacağı, kazanın tek taraflı meydana geldiği, davacının olay sebebiyle doğrudan bedensel bir zarar görmediği, işletenin kazada ölmesi sebebiyle yansıma şeklinde oluşan destek zararlarının, işletenin trafik sigortacısı olan davalı ... şirketinden talep edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ..., işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, mahkemece davalı ... şirketinin sorumlu olacağının kabulü gerekir. H.G.K. 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas 411 karar, H.G.K. 22.2.2012 gün 2011/17-782 esas 2012/92 sayılı kararları da bu yöndedir.
Somut olayda, kaza sırasında sürücü olarak bulunan destek aracın maliki ve işletenidir. Mahkemece işleten sürücü murisin üçüncü kişi sayılamayacağı, kazanın tek taraflı meydana geldiği, davacının olay sebebiyle doğrudan bedensel bir zarar görmediği, işletenin kazada ölmesi sebebiyle yansıma şeklinde oluşan destek zararlarının, işletenin trafik sigortacısı olan davalı ... şirketinden talep edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının mirasçılık sıfatından bağımsız olarak üçüncü kişi sıfatıyla tazminat talep edebileceği gözetilmeden, mahkemece toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/11/2016 gününde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle uğranılan zararın işletenin ZMSS şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davalı ... kusursuz sorumlu olan işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Kusursuz sorumluluk hallerinde de tazminat tayin edilirken aksi belirtilmedikçe Borçlar Kanunu"nun kusura dayanan sorumluluk (TBK 49-76. md.) hükümleri uygulanır. Bu nedenle tazminatta indirime sebep olabilen TBK 51-52.maddeleri kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi olabilecektir. Nitekim KTK"nın 86/2 maddesinde de işletenin sorumluluğuna bağlı olarak tazminat taktir edilirken zarar görenin kusurunun indirim sebebi olarak nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp bağımsız bir talep ise de bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan daha farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin fiil ve davranışları, TBK 51 ve 52.maddeleri gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından gözönünde bulundurulmalıdır. Zarar gören destek, kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusur sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idiyse, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır. Müterafik kusurun nazara alınmasının, destek tazminatının miras hukukundan bağımsız olmasına dayandırılması doğru olmamaktadır. Zira destek, kendi kusurlu hareketi ile ölümüne sebebiyet vermiş ise bu eylem hukuka aykırı olmadığı gibi teknik anlamda kusurda sayılmadığından ölümünden sorumlu tutulamayacak desteğin, destek olduğu kişilere karşı sorumluluğunun devam ettirilmesi anlamına gelir. Bu da destek görenlerin, mirasçılara karşı da bu talep hakkını yöneltmelerine imkan vermek gibi bir sonuca gider.
Bu nedenlerle ister bizzat mağdur, isterse ölümü halinde diğer hak sahipleri bu haksız fiilden dolayı tazminat talep ettiklerinde, tazminat miktarının belirlenmesinde mağdurun (desteğin) müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiği kanaatinde olduğumdan Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.