Esas No: 2016/1817
Karar No: 2021/57
Karar Tarihi: 18.01.2021
Danıştay 10. Daire 2016/1817 Esas 2021/57 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/1817
Karar No : 2021/57
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVACILAR) : 1- … 2. ...
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLLERİ : Av. …, Av. … Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına dair Danıştay Onuncu Dairesi'nin 15/01/2016 tarih ve E:2012/5742, K:2016/141 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, 07/08/2009 tarihinde 15 yaşındaki çocukları ...'in Tokat ili, Almus ilçesinde bulunan baraj gölünde yüzerken boğularak vefat etmesi olayında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, uğranıldığı ileri sürülen zarar karşılığı 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın kanuni faiziyle birlikte ödenmesine ve davalı idarenin … tarih ve … sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda barajın yapımında teknik hususlara, can ve mal güvenliğine dikkat edildiği, baraja girmenin tehlikeli ve yasak olduğuna dair uyarıcı levhaların bulunduğu, olayda idareye izafe edilebilecek hizmet kusuru bulunmadığı, davalı idarenin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemi yönünden ise; bu işlemin ön karar niteliğinde bir işlem olduğu, idari davaya konu olacak nitelikte bir işlem olmadığı ve incelenmeksizin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesi'nin 15/01/2016 tarih ve E:2012/5742, K:2016/141 sayılı kararıyla, davacıların temyiz başvurusu üzerine hukuk ve usule uygun bulunan Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
KARAR_DÜZELTME_TALEP_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, baraj gölünün sulama amaçlı yapıldığı, dolayısıyla sulama harici başka bir amaçla kullanılmamasının idare tarafından engellenmesi gerektiği, gölün etrafında koruyucu bentlerin ve uyarıcı lehvaların bulunmadığı, bilirkişi raporunda idareye kusur izafe edildiği ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacıların karar düzeltme istemlerinin vekalet ücreti yönünden kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacıların Esasa İlişkin Karar Düzeltme İsteminin İncelenmesi
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir.
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olarak öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
Bu nedenle, davacıların, Danıştay Onuncu Dairesi'nin 15/01/2016 tarih ve E:2012/5742, K:2016/141 sayılı kararının davanın esasına ilişkin kısmının düzeltilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Mahkeme Kararının, Reddedilen Maddi Tazminat Talebi Nedeniyle Davalı İdare Lehine Nispi Vekalet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:
Davacıların karar düzeltme istemi, Mahkeme kararının maddi tazminatın tümünün reddi nedeniyle davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden yerinde görüldüğünden, Danıştay Onuncu Dairesi'nin 15/01/2016 tarih ve E:2012/5742, K:2016/141 sayılı kararı vekalet ücreti yönünden kaldırılarak, davacıların maddi tazminatın reddi nedeniyle hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz istemi yeniden incelendi;
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, davacılar tarafından, 07/08/2009 tarihinde 15 yaşındaki çocukları ...'in Tokat ili, Almus ilçesinde bulunan baraj gölünde yüzerken boğularak vefat etmesi olayında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, uğranıldığı ileri sürülen zarar karşılığı 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın kanuni faiziyle birlikte ödenmesi ve davalı idarenin … tarih ve … sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, olayda davalı idareye atfedilebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilerek, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden nispi olarak hesaplanan 10.050,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine hükmedilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay'ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
21/12/2011 tarih ve 28149 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanan 2012 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 12. maddesinde; "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde ise " (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, toplam 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine ve reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak hesaplanan 10.050,00 TL vekalet ücretinin davacılar tarafından davalı idareye ödenmesine karar verilmiştir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, tamamı reddedilen maddi tazminat istemi yönünden davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda; davalı idare lehine, reddedilen maddi tazminat yönünden Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 600,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden 10.050,00 TL" ve " toplam 10.650,00 TL" ibarelerinin sırasıyla "Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat için maktu olarak belirlenen 600,00 TL" ve "toplam 1.200,00 TL" olarak düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların davanın esasına yönelik karar düzeltme isteminin reddine,
2. Davacıların vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin kabulüne,
3. Davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hüküm fıkrasında yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat miktar üzerinden 10.050,00 TL" ve "toplam 10.650,00 TL" ibarelerinin sırasıyla "Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat için maktu olarak belirlenen 600,00 TL" ve "toplam 1.200,00 TL" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 18/01/2021 tarihinde esas yönünden oy birliği, vekalet ücreti yönünden oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)_KARŞI OY :
Davacıların maddi tazminat taleplerinin reddi nedeniyle davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, "yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık" kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren "hukuka aykırılık" teşkil ettiğinden, bu yönden davacıların karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.