6. Ceza Dairesi Esas No: 2019/468 Karar No: 2019/2063 Karar Tarihi: 01.04.2019
Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2019/468 Esas 2019/2063 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi tarafından verilen 2019/468 E. ve 2019/2063 K. sayılı kararda, nitelikli yağma suçundan mahkum olan sanık, istinaf başvurusu sonucu reddedilmiştir. Ancak sanığın temyiz başvurusunda, temel cezanın belirlenmesine yönelik yapılan hatalar gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Sanığa yüklenen yağma suçu için belirlenen temel cezanın kanunen belirlenmiş sınırların dışında olması ve avukatlık ücreti tayininde yapılan yanlışların da hükmün bozulmasındaki etkenler arasında olduğu belirtilmiştir. Kanun maddelerine ise, TCK’nin 149/1, 61/1, 3/1 ve CMK’nin 288 ve 289 maddeleri referans verilmiştir.
Bölge Adli Mahkemesince verilen hüküm sanık ... savunmanı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; Sanık ... savunmanının duruşma gününden usulen haberdar edildiği halde geçerli mazereti de bulunmadan duruşmaya gelmediği anlaşılmakla, adı geçen sanık yönünden duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü; ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/03/2018 tarih 2018/96 Esas ve 2018/181 Karar sayılı ilamı ile nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen mahkumiyet hükmüne karşı, sanıklar ve savunmanlarının CMK 272 ve müteakip maddeleri uyarınca İstinaf kanun yoluna başvurması üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu verilen 24/10/2018 gün ve 2018/3249 Esas 2018/1958 Karar sayılı "İstinaf başvurusunun esastan reddine" hükmünün temyizi kabil olmak üzere verildiği, sanıklar ... ve ... ile sanık ... savunmanınca usulüne uygun olarak açılan temyiz davası üzerine, temyiz dilekçelerinde hukuka aykırı olduğu ileri sürülen hususlar ile re’sen incelenmesi gereken konular CMK"nin 288 ve 289. maddeleri kapsamında incelenip görüşüldü; Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanığa yüklenen 5237 sayılı TCK"nin 149/1. maddesinde düzenlenen yağma suçu 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasını gerektirecek şekilde yaptırıma bağlanmıştır. Temel cezasının belirlenmesine ilişkin ilkeler ise 5237 sayılı TCK"nin 61/1. maddesinde; A- Hakim somut olayda; 1-Suçun işleniş biçimi, 2- Suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, 3- Suçun işlendiği zaman ve yer, 4- Suçun konusunun önem ve değeri, 5- Meydana gelen zarar ile tehlikenin ağırlığı 6- Failin kasıt veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, 7- Failin güttüğü amaç ve saik, Göz önünde bulundurularak ""işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı oranında temel cezayı belirler"" şeklinde düzenlenmiştir. 5237 sayılı TCK"nin ""... ve kanun önünde eşitlik ilkesi"" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasındaki ""Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur"" biçimindeki düzenleme ile de; işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbiri arasında ""Orantı"" bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Kanun koyucu cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hakime, olayın özelliği ve işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir. Hal böyle olunca; Hakimin temel cezayı belirlerken, dayandığı gerekçe TCK"nin 61/1. maddesine uygun olarak dosyaya yansıyan bilgi ve belgeleri isabetli değerlendirdiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olmalıdır. Bu açıklama ışığında somut olay yeniden değerlendirildiğinde; TCK"nın 149. maddesinin 1. fıkrası kapsamında suçu işlediği kabul edilen sanıklar hakkında tayin olunan temel hürriyeti bağlayıcı cezanın, ..., hak ve nesafet kuralları ile 5237 sayılı TCK"nin 3/1. maddesinde düzenlenen “orantılılık” ilkesiyle bağdaşmaması; 2-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde "Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir." biçiminde düzenleme bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 12/11/1979 tarih, 1979/2-229 Esas ve 1979/477 sayılı Kararında belirtildiği üzere; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasını değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedini esas aldığı ve taraflara yükletilecek avukatlık parasının her dava için ayrı ayrı tayinini öngörmüş olduğu, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdirinin mümkün bulunmadığı dikkate alındığında; kendilerini tek vekille temsil ettiren katılanlar ... ve ... yararına sanıklar aleyhine ayrı ayrı maktu avukatlık ücretine hükmedilmesine yasal olanak bulunmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanı ile sanıklar ... ve ...’nın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu verilen 24/10/2018 gün ve 2018/3249 Esas 2018/1958 Karar sayılı "Esastan red" hükmünün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, CMK’nin 7165 sayılı kanun ile değişik 304. maddesi gereğince, dosyanın ... 8. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmesine, 01/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.