10. Hukuk Dairesi 2014/25468 E. , 2015/571 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 01.07.1994-20.01.2008 tarihleri arasında davalı belediyeye ait işyerinde sürekli çalıştığı halde, Kuruma eksik bildirilen günlerin tespitini istemiş, bildirilen dönemler dışlanmak suretiyle kalan sürenin tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
İnceleme konusu davada kısmen hüküm altına alınmış ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Bu bakımdan;
1- Dosya kapsamına göre, davacının 17.01.2004- 31.12.2004 ile 05.04.2005-14.08.2005 tarihleri arasında davalı belediyeden kısmi çalışma bildirimleri yapılmış olup, bu tarihlerden önce ve sonra dava dışı işverenliklerden bildirim yapıldığı, bu işverenlerin belediyeden iş alan firmalar olduğu, bu nedenle farklı işverenliklerden bildirim yapıldığı kabul edilmiş ise de, belediye tarafından, sadece, ...
şirketine ait bir kısım ihale belgeleri gönderilmiş olup,...."in davalı belediye ile bağlantısı ortaya konulmamıştır.
Mahkemece, davalı belediyeden ihale üstlenen işverenlerin bütün ihale belgeleri ve sözleşmeler getirtilmeli, davacı isticvap edilerek, bu dönemde nerelerde çalıştığı, bu bildirimlerin neden başka işverenliklerden yapıldığı sorulmalı, bu işverenlerin davalı belediyeden iş alan firmalar olup olmadığı ve hangi dönemlerde hangi işlerin verildiği belediyeden sorulmalıdır.
2- 506 sayılı Kanunun ”Üçüncü kişinin aracılığı” başlıklı 87 nci maddesi hükmünde, aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişi olarak tanımlanmış, sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olacağı belirtilmiştir. Maddede “aracı” olarak nitelenen üçüncü kişi, gerek mevzuatta, gerekse öğreti ve yargı kararlarında; alt işveren, tali işveren, taşeron, alt müteahhit, alt ısmarlanan gibi adlarla anılmaktadır. Aracı kavramı, her şeyden önce, asıl işverenin varlığını, bir başka işverenin asıl işverene ait işin bir bölümünü yapmayı üstlenmesini ve asıl işverene ait iş yerinde veya iş yerinin bir bölümünde iş alanın kendi adına sigortalı çalıştırmasını gerektirir. Asıl işverenle aracı arasındaki ilişki taşıma, eser ve benzeri sözleşmelere dayanabilir ise de, hiç bir şekilde hizmet akdi unsurları bulunmamalıdır. Burada önemli olan yön, asıl işverene ait işin bir bölümünün aracı tarafından görülmesidir. Aracı kavramının belirleyici özelliği, asıl işverene ait işten bir bölüm iş alınması ve bu işte kendi adına sigortalı çalıştırılmasıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde ise, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması durumunda, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
3- Mahkemece, davalı belediyenin dava konusu dönem bordroları ve ücret bordroları da getirilmemiş olup, bu dönem bordroları getirtilerek, uyuşmazlık konusu dönemin tümü bakımından dönem bordro çalışanları dinlenerek davacının çalışmalarının süresi ve kesintili olup olmadığı konusunda beyanları alınmalı, kamu kurumu niteliğe sahip işyerinde çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin de belgelere dayandırılması asıl olduğundan, davalı belediyeden Kuruma aktarılmamasına karşın işverence ilgiliye ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapılıp yapılmadığı denetlenmelidir.
4-Davacının tespitini istediği dönemlerdeki yaşı gözetilerek askerlik ödevini yerine getirdiği dönem belirlenmelidir.
5- Dava dosyasına Kurum tarafından dava dışı ...şyeri sicil numaralı .... unvanlı işyerinden düzenlenen ve dava konusu döneme rastlayan 10.07.1994 tarihinde işe başlanacağını gösteren, davacının kimlik ve sigorta sicil bilgileri ile uyumlu işe giriş bildirgesi gönderilmiş olduğundan, davacının bu işyerinde çalışıp çalışmadığı da yöntemince belirlenerek davalı Belediye ve ihale üstlenen şirketler nezdindeki çalışma kesintili gerçekleşmiş ise hak düşürücü süre yönünden irdeleme yapılmalı ve toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığından araştırma ve irdeleme yapılmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O hâlde, davalı Kurum ve işveren vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."na iadesine, 16.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.