Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6512
Karar No: 2012/6360
Karar Tarihi: 26.06.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/6512 Esas 2012/6360 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/6512 E.  ,  2012/6360 K.
  • İPTALI VE TESCIL
  • MUHDESATIN AIDIYETININ TESPITI
  • MUHDESATIN TAPU KÜTÜĞÜNÜN BEYANLAR
  • HANESINDE GÖSTERILMESI
  • KADASTRO KANUNU (3402) Madde 19
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 710
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 755
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 748
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 1012
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 729
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 724
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 722
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 684
  • KADASTRO KANUNU (3402) Madde 12
  • KADASTRO KANUNU (3402) Madde 33

"İçtihat Metni"

ÖZET: TAŞINMAZ MAL ÜZERİNDE MALİKİNDEN BAŞKA BİR KİM­SEYE VEYA PAYDAŞLARDAN BİRİNE AİT MUHDESAT MEVCUT İSE SAHİBİ, CİNSİ, İHDAS TARİHİ VE İKTİSAP SEBEBİ BELİRTİLEREK TUTANAĞIN VE KÜTÜĞÜN BEYANLAR HANESİNDE GÖSTERİLİR. BU ŞEKİLDE BİR BELİRTME YENİLİK DOĞURUCU BİR SONUÇ DOĞURMAMAKLA BİRLİKTE, VAR OLAN ŞAHSİ HAKKA ALENİYET KAZANDIRIR VE MUHDESAT SAHİBİ LEHİNE KANIT OLUŞTURUR. KADASTRO ÇALIŞMASI YAPILAN TAŞINMAZLARDA, TUTANAK­LARIN ASKIYA ÇIKARILDIĞI TARİHTEN İTİBAREN 30 GÜN İÇİNDE KADASTRO MAHKEMESİNDE AÇILAN DAVALARDA VEYA BU SÜRE İÇİNDE DAVA AÇILMAMIŞ TUTANAK KESİNLEŞMİŞSE KADASTRO KANUNU’NDA ÖNGÖ­RÜLEN 10 YILLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İÇİNDE KADASTRODAN ÖNCESİ NEDENLERE DAYANILARAK GENEL MAHKEMELERDE AÇILACAK DAVADA MUHDESATIN ARZDAN AYRI OLARAK BEYANLAR HANESİNE YAZILMASI İSTENEBİLİR.

Cevat ile Mustafa aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair (Perşembe Asliye Hukuk Mahke­mesi)’nden verilen 19.04.2011 gün ve 232/121 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya in­celendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 109 ada 40 parsel sayılı ta­şınmazdaki 1/2 payını davalıya kadastro çalışmalarından önce tapuda temlik ettiği halde kadastro sırasında nizalı taşınmazın tamamının üzerindeki ev, samanlık ve serende gibi yapılarla birlikte davalı adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, uyuşmazlık konusu taşınmazın tapu kaydının 1/2 payının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline, parsel üzerinde bulunan yapıların aidiyetinin tespit edilerek, davacı adına tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının uyuşmazlık konusu taşınmazın tamamını kendisine temlik ettiğini, dava konusu taşınmazda bulunan yapıların ise kendisinin kat­kısı ile yapıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, davacının tapu iptali ve tescile yönelik isteğin ispat edildiği gerekçesiyle kabulüne, 109 ada 40 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 1/2 payının iptali ile davacı adına tapuya tesciline; tespite yönelik talebin ise, TMK’da tapunun beyanlar hanesine şerh edilebilecek haklar içerisinde muhtesatın sayılmadığı ve 3402 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre genel mahkemede açılan tapu iptali ve tescil davasında muhtesatın tapunun beyanlar hanesinde gösterilemeyeceği gerekçesiyle, red­dine karar verilmiştir. Hükmün muhtesatın tespiti isteğinin reddine ilişkin bölümü, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bu kapsamda, TMK’nın 684/1. maddesi uyarınca kural olarak, bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı üzere; Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729). Ne var ki; TMK’nın 1012. maddesi hükmüne göre; malikin rızasıyla, kamu hukukundan kaynaklanan kısıtlamalar, Tapu Sicil Tüzüğü’nün belirlediği ayrık durumlar ve özel kanun hükümlerinde saklı hallerde tapu kütüğünün beyanlar hanesine muhdesatla ilgili şerh verilebilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyanda” bulunulabilmesi için Medeni Kanun veya ilgili özel yasalarda bir düzenlemenin bulunması gerekir.

Arzdan ayrı olarak muhdesatla ilgili tapu kütüğünün beyanlar hanesine açıklama yapmaya imkan veren düzenlemeye örnek olarak Türk Medeni Kanunu’nun 748. maddesindeki sürekli geçit hakları, 755. maddesindeki top­rağın iyileştirilmesi işlemi yapılmak üzere taşınmaz maliklerinin alacakları ka­rarlar, 710. maddesindeki yetkili makamlarca belirlenmiş taşınmazın heyelan bölgesinde kaldığına dair beyanlar sayılabilir. Diğer yandan, buna imkan veren özel kanunlar olarak da; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, 3621 sayılı Kıyı Kanunu, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu, 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemleri Düzenleyen Kanun, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, 2924 sayılı Orman Köylüsünün Desteklen­mesine Dair Kanun ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu sayılabilir.

Tapu Sicil Tüzüğü’nün 60. maddesi hükmüne göre, kütüğün beyanlar sütununa ancak mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar yazılabilir. Az yukarıda, buna imkan veren Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddeleriyle özel kanunlar belirtilmiştir. Gerek metni yukarıda yazılan Türk Medeni Kanunu’nun 1012. ve gerekse Tapu Sicil Tüzüğü’nün 60. maddelerinden görülmektedir ki, mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtmenin kütüğün beyanlar sü­tununda gösterilebilme imkanı yoktur.

Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 19/II. maddesi “sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına” imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gös­terilir”. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır. Ancak, Yasa’nın 33. maddesinde Kadastro Kanunu’nun bazı hükümlerinin ka­dastro çalışma bölgeleri dışındaki genel hükümlere göre açılan davalara da uygulanacağı kabul edilmiştir. Maddede sayılan genel hükümleri arasında 19. madde bulunmamaktadır. Ancak, kadastro çalışması yapılan taşınmazlarda, tutanakların askıya çıkarıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde kadastro mah­kemesinde açılan davalarda veya bu süre içinde dava açılmamış tutanak kesinleşmişse, Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan öncesi nedenlere dayanılarak genel mah­kemelerde açılacak davada muhdesatın arzdan ayrı olarak beyanlar hanesine yazılması istenebilir. Bir başka anlatımla, kadastrodan sonraki hukuki sebep­lere dayanılarak, genel mahkemelerde açılan davada, Kadastro Kanunu’nun 19/II. maddesine dayanılarak muhdesat tespiti ve bunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi dava edilemez.

Somut olaya gelince; davacı vekili, 10 yıllık hak düşürücü süre içinde, tespit öncesi nedene dayanarak açtığı temyize konu dava ile 109 ada 40 parsel üzerindeki yapıların vekil edeni tarafından yaptırıldığının tespitine ve bunun tapu kütüğünün beyanlar hanesine yazılmasını istemiş, mahkemece yazılı gerekçeyle isteğin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu görüşüne katılmak mümkün değildir. İddia ve savunma doğrultusunda toplanan taraf delillerine göre, yukarıdaki bilgiler ışığında, davacının talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanlışa düşülerek yazılı gerekçeyle muhdesatın tespiti davasının reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

Ayrıca, HGK’nın 07.05.1986 tarih ve 1985/1-281 Esas, 490 Karar sayılı kararında; “Evin kendisine ait olduğu konusunda tapu kütüğüne şerh verilmesi mümkün değil ise de; beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmesi gerekir”, denilmektedir. Anılan bu kararın olaya ışık tutacağı açıktır.

Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görül­düğünden kabulüyle, usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme hük­münün muhdesatın tespitine ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 428. maddesi uyarınca (BO­ZULMASINA), taraftarca HUMK’nın 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK’nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve istek halinde peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine 26.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi