Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15979 Esas 2018/1287 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15979
Karar No: 2018/1287
Karar Tarihi: 15.03.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15979 Esas 2018/1287 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı banka ile dava dışı borçlu şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve davalıların müşterek müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı belirtilmiştir. Kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davalılar hakkında icra takibi başlatılmış, davalılar itiraz etmiştir. Mahkeme, takibin kötüniyetli olarak yapıldığının kanıtlanamadığından davalının tazminat isteminin reddine karar vermiştir. Davalılardan birinin verdiği ipoteğin davacı alacağını aştığı gerekçesiyle bu davalının açılan dava reddedilmiştir. İpotek miktarının üzerinde kalan tutar için davacının talebi kısmen kabul edilmiştir. Diğer davalıların kefillikten kaynaklanan sorumlulukları ipotek ile teminat altına alınmadığından diğer davalıların davası da kısmen kabul edilmiştir.
Kanun Maddeleri: İcra ve İflas Kanunu (İİK) madde 56/2, Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 492 ve 493.
19. Hukuk Dairesi         2016/15979 E.  ,  2018/1287 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı ... yönünden davanın reddine, davalılar ...Ltd. Şti., ..., ..., ... ve ... hakkındaki davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı borçlu ...Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalanarak bu şirkete kredi kullandırıldığını, davalıların da müşterek müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi nedeni ile kredi alacağının tahsili için davalılar hakkında ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/11892 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, asıl borçlunun sorumluluğunun ipotek ile teminat altına alınmış olması nedeni ile asıl borçlu hakkında genel haciz yolu ile takip başlatmadıklarını, yapılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali, takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davalı ... ve ... tarafından verilen ipoteğin asıl borçlu şirket yanında bu davalıların kendi kefaletlerinden kaynaklanan sorumluluklarını da teminat altına aldığını, bu borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmadan doğrudan genel haciz yolu ile takip yapılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen 04/06/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı bankanın takip tarihi itibari ile davalılardan 708.105,17.-TL asıl alacak, 4.248,63.- TL işlemiş faiz ve 212,43.-TL BSMV olmak üzere toplam 712.566,23.-TL alacaklı olduğu, davalılardan ... tarafından verilen ve kendi kefalet borcunu da teminat altına alan ipotek miktarı olan 900.000.- TL"nin hesaplanan davacı alacağını aştığı gerekçesiyle bu davalı hakkında açılan davanın reddine, icra takibinin kötüniyetli olarak yapıldığı kanıtlanamadığından davalının tazminat isteminin reddine, davalılardan ... tarafından verilen ve kendi kefalet borcunu da teminat altına alan ipotek miktarı olan 600.000.-TL"nin hesaplanan davacı alacağını aşmadığı için ipotek miktarının üzerinde kalan 112.566,23.-TL davacı alacağı yönünden davanın kısmen kabulü ile bu davalının itirazının 112.566,23.-TL’lık kısmının iptaline, diğer davalıların kefillikten kaynaklanan sorumlulukları, ipotek ile teminat altına alınmadığı gerekçesiyle diğer davalıların davasının kısmen kabulü ile 708.105,17 TL asıl alacak, 4.248,63 TL işlemiş faiz ve 212,43 TL BSMV olmak üzere toplam 712.566,23 TL üzerinden icra takibine yapmış oldukları itirazlarının iptaline, belirlenen alacak ve kefillerin sorumlu olduğu miktarların %20"si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 15/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.