8. Hukuk Dairesi 2012/5488 E. , 2012/6354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi
... ile ... aralarındaki elatmanın önlenmesi davasında mahkemenin görevsizliğine dair Emirdağ Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.04.2003 gün ve 249/273 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, müvekkili ve davalının taşınmazlarının komşu olduğunu, dava dilekçesinde mevki ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 500 m2"lik taşınmazın vekil edeninin tasarrufunda bulunduğunu ve 10.10.1950 tarihli harici senet ile satın alınan taşınmazının parçası olduğunu, davalının kendi taşınmazının etrafını duvar ile çevirdiğini ve nizalı taşınmazın olduğu bölüme açılan kapı yaptırdığını, müvekkilinin ekonomik olarak zor durumda olması nedeniyle kendi taşınmazının etrafına duvar ördüremediğini, vekil edeninin davalının uyuşmazlık konusu taşınmazı kullanmasına ve anılan bölüme açılan kapı yaptırmasına itiraz etmesi üzerine davalının kapıyı kapattırıp başka yere kapı açtıracağını beyan ettiğini, sonrasında ise Emirdağ Kaymakamlığına başvurduğunu ve anılan Kaymakamlığın 3091 sayılı Yasa kapsamında 18.04.2001 tarih 2001/7 sayılı men kararı ile vekil edeni hakkında uyuşmazlık konusu taşınmaz bakımından men kararı verildiğini, nizalı taşınmazın yol veya boşluk olmayıp müvekkilinin mülkiyetinde olduğunu açıklayarak, dava konusu taşınmazdan müvekkilinin haksız olarak men ettirilmesi nedeniyle davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın yol niteliğinde bulunduğunu ve davacının hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraf vekillerinin yargılama sırasındaki beyanlarına göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının tamamlandığı, tespit tutanaklarının düzenlendiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu uyarınca, hukuk mahkemelerinde açılan davalarda dava konusu yer hakkında tespit tutanağının düzenlenmesiyle hukuk mahkemesinin görevinin sona erdiği gerekçesiyle, davanın Emirdağ Kadastro Mahkemesine devrine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın o yer Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava, TMK.nun 683. maddesi çerçevesinde çözümlenmesi gereken aynı hakka yönelik müdahalenin önlenmesi isteğine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26/son fıkrasında; “kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar”. Aynı Kanunun 27/1. fıkrasında ise, mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar kadastro mahkemesine re’sen devrolunur denilmektedir. Bu kapsamda, hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar hakkındaki davalarda kadastro mahkemeleri değil, genel mahkemeler görevli bulunmaktadır. Görev kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden gözetilir. Eldeki davaya gelince; mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında keşif yapılmaksızın, davacı vekilinin beyanı esas alınarak görevsizlik kararı verilmiştir. Ne var ki, davacı vekili dava konusu yerin tespit harici bırakıldığını açıklamıştır. Öte yandan, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin ekinde sunduğu ve uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin olduğunu açıkladığı Emirdağ Kadastro Mahkemesinin 2004/6 Esas ve 2004/19 Karar sayılı dosyasında bulunan teknik bilirkişi Ekrem Ünal"ın 16.09.2004 tarihli krokisine göre de, nizalı yer paftasında gösterilmek suretiyle yol niteliğiyle tescil harici bırakılmıştır. Başka bir anlatımla, dosya kapsamında göre uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemiştir.
Bu durumda mahkemece; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, Emirdağ Kadastro Mahkemesinin 2004/6 Esas ve 2004/19 Karar sayılı dosyasının getirtilerek incelenmesi, taşınmaz başında yerel ve uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması, davacının dava konusu ettiği taşınmazın belirlenmesi, kadastro paftasının zemine uygulanması, nizalı taşınmaz hakkında kadastro tutanağının düzenlenip düzenlenmediğinin duraksamasız olarak belirlenmesi, uzman bilirkişilerden bu konuda denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı gerekçeli rapor alınması, taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş ise şimdiki gibi görevsizlik kararı verilerek dosyanın o yer Kadastro Mahkemesine gönderilmesi, tutanak düzenlenmemiş ise eldeki davada genel mahkemelerin görevli olduğu düşünülerek taraf delillerinin yöntemine uygun biçimde toplanıp, iddia ve savunma kapsamında değerlendirilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerekir. Eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 26.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.