18. Ceza Dairesi 2015/30984 E. , 2016/13680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, 6136 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜMLER : Düşme
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
CMK"nın 231/10. maddesi gereğince sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemediği takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün kaldırılarak kamu davasının düşürülmesi, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde ise aynı Kanun"un 231/11. maddesine göre hükmün açıklanması gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 05.05.2015 tarih ve 2014/145 esas, 2015/145 sayılı ilamında: “Deneme süresi çerisinde işlenen ikinci suçun bu süre içerisinde kesinleşmesi gibi bir zorunluluğa madde metninde yer verilmemiştir. İkinci suçun deneme süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması hükmün açıklanması için yeterlidir. Ancak mahkeme sanığın denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra hükmü açıklayabilecektir.... 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesinde açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükmün hangi şartların gerçekleşmesi halinde açıklanacağı açıkça belirtilmiş olup bu düzenlemeye göre hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkum olması durumunda hüküm açıklanacaktır. Bunun için ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir. İkinci suçun kesinleşme tarihinin önemi yoktur.” denilerek, hangi hallerde hükmün açıklanabileceği açıklanmıştır.
Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 01.03.2016 tarih ve 2015/599 esas, 2016/99 sayılı ilamında: “...Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi ile kovuşturma geçici olarak durmakta olup ancak denetim süresinin sonunda yahut denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbiri olarak öngörülen yükümlülüklere aykırı davranılınası halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ortadan kaldırılarak hüküm kurulabilmektedir. Durma nedeni ortadan kalktığında zamanaşımı süresinin tekrar işlemeye başlayacağı gözetildiğinde, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbiri olarak öngörülen yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde denetim süresi sonunda, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılınası halinde ise yeni suçun işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte dava zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlayacaktır. Ancak, Anayasanın 38/4 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/2. maddelerinde düzenlenmiş bulunan "masumiyet karinesi" gereğince denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi nedeniyle hükmün açıklanabilmesi için ihbar olunan kasıtlı suçla ilgili mahkumiyet kararının kesinleşmiş olması gerekir. Denetim süresi içinde işlenen suçun kesinleşmesine kadar dava zamanlaşımının duracağına ilişkin açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır. İhbar olunan suçun kesinleşmesi şartının yorum yoluyla dava zamanaşımını durduran izin, karar yahut bekletici sorun olarak mütalaa edilmesi de mümkün değildir. Kanun koyucu hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde özel bir durma nedeni ihdas etmiş ve dava zamanaşımının sadece denetim süresi içinde duracağını kabul etmiştir. Bu nedenle denetim süresi içinde işlenen suçun kesinleşmesine kadar geçen sürede hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu suçun dava zamanaşımının işlemeye devam ettiği kabul edilmelidir. Bu yorum kanun koyucunun amacına daha uygun olacağı gibi yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle oluşacak "hukuki güvenlik" ilkesini zedeleyici sonuçların bertaraf edilmesi bakımından da en uygun çözüm yolu olacaktır.” ilkeleri benimsenerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi ile duran zamanaşımının, denetim süresi içinde işlenen suç ile veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması ile işlemeye başlayacağı, dolayısıyla denetim süresinde işlenen suçun kesinleşmesine kadar geçen sürede hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu suçun dava zamanaşımının işlemeye devam ettiği kabul edilmiştir.
UYAP sisteminden yapılan sorgulamada, sanık hakkında 21.09.2012 tarihinde işlediği iddia edilen yaralama, mala zarar verme, 6136 sayılı yasaya muhalefet ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından yargılanmasının devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yargılamaya konu olayda, sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyip işlemediğinin tespiti yargılamanın sonuçlanmasına bağlıdır. Sanığın bu yeni suçlarından mahkum olup kararın kesinleşmesi halinde hükmün açıklanması mümkün olacak, beraat etmesi halinde ise düşme kararı verilebilecektir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle sanık ... hakkında ... 17. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 28/07/2008 tarihinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından sonra denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemediği gerekçesiyle hakkındaki hükmün düşürülebilmesi bakımından, ikinci suçtan dolayı beraat kararı verilip kararın kesinleşmesinin şart olduğu, bu şartın gerçekleşmesinin tespiti bakımından da başka merciide yapılan kovuşturma işlemlerinin neticelenmesinin beklenmesi gerektiği anlaşıldığından, duruşma açılarak denetim süresinde işlediği iddia olunan suçtan devam eden yargılamanın sonucunun beklenilmesine karar verilmesi gerektiği, bu yargılamanın sonucuna göre, beraat kararı verilmesi halinde düşme, mahkumiyet halinde ise zamanaşımının dolmamış olması halinde, hükmün açıklanmasına karar verilebileceği gözetilmeden, “sanığın denetim süresi içerisinde kesinleşmiş mahkumiyeti bulunmadığı” şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle CMK"nın 231/10. maddesi uyarınca düşme kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/06/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.