14. Hukuk Dairesi 2017/5452 E. , 2020/2753 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.06.2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.02.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı ... ... vekili ve ... Belediyesi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili; ... Köyü 1211 (239) No"lu kök kadastro parselinin, davalı ... Belediyesinin 37 No"lu düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı ... ... tarafından imar düzenlemesine tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 1211 sayılı kök parselin kadastro sınırları içerisine de şuyulandırmalar sonucunda ... Köyü 5416 ada 7 ve 8 sayılı imar parsellerinin meydana getirildiğini, ancak gerek Seyhan Belediyesince yapılan 37 No"lu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede ... Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini, imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil haline geldiğini ileri sürerek; 1211 sayılı parsele geri dönüşümü teminen tapu iptali ve Hazine adına tescil isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 13/06/2014 tarih 2014/9755-8311 E-K sayılı ilamı ile “…Davada, taraf teşkili sağlanmamıştır. Özellikle noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden; davalılardan İbrahim Yırtıcı’nın dava tarihinden önce 24.11.1980 tarihinde öldüğü ve mirasçılarının bulunduğu; yine dava konusu imar parsellerinden 5416 ada 7 sayılı parselin kayıt malikleri arasında ...’nun da bulunduğu ancak adı geçen paydaşa davanın yöneltilmemiş olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, taraf teşkili dava koşullarından olup, bu koşul sağlanmadan davanın esasına girilerek sonuçlandırılması usulen mümkün değildir. Öte yandan, tapu iptal ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır. Yine; kadastral duruma dönülme istekli uyuşmazlıklarda taraf teşkili bakımından husumetin, kadastral parsellerin kapsamında kalan ve iptale konu edilen imar parsel yada parsellerinin maliklerine yöneltilmesi gerekeceği kuşkusuzdur Ayrıca; dava tarihinden önce ölen davalı ... Yırtıcı bakımından, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesinin gözetilmesi gerekeceği de açıktır. Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler dikkate alınmak suretiyle taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanması, ondan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de; dosya içeriği ve toplanan delillerden; ihyası talep edilen taşınmazın tescil bildiriminde (beyannamesinde) Hazine adına sicil oluşturulması öngörüldüğü halde, ... adına tescil edildiği ve ... tarafından başka birçok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, bu imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiği ve bilahare aynı bölgede ... ... tarafından yapılan ikinci imar düzenlemesinin de idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan ... Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dahil edildiği anlaşılmakta olup; ... adına oluşan sicil kaydının TMK’nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır. Diğer taraftan; sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edilip, kararların kesinleşmesiyle imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanıksız hale geldiği ve yolsuz tescil durumuna düştükleri tartışmasızdır. Ne var ki; çekişmeli imar parsellerinin 1211 sayılı ihdas parseli sınırları içerisinde kalan kısımları açıkça belirtilmek suretiyle bu bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile kadastral parselin ihyası ve ihya edilen ihdas parselinin Hazine adına tesciline hükmedilmesi gerekirken, iptal ve tescil yönünde hüküm kurulmayıp infaza elverişli olmayacak biçimde ihya hükmü ile yetinilmiş olması doğru olmadığı gibi, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre, hüküm altına alınması gereken karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir..." şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili, davalı ... ... vekili ve davalı ... Belediyesi vekili ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.
Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik talebin dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili, davalı ... ... vekili ve davalı ... Belediyesi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.