5. Hukuk Dairesi 2020/2770 E. , 2021/7668 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş; davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 25/05/2021 günü temyiz eden taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza ekilebilir net ürün gelirine göre değer biçilmesi gerekirken, aynı kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan başka bir taşınmaz için takdir edilen birim fiyat esas alınarak değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir. Şöyle ki;
1) Dosya içerisindeki 26.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda; arazi niteliğindeki dava konusu ... Mahallesi 192 ada 51 ve 52 (eski 44) parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-f maddesi uyarınca gelir metodu esas alınarak usul ve yasaya uygun olarak metrekare birim fiyatı belirlendiği gözetilmeksizin; bu raporun geçersizliğine ilişkin bir karar da verilmeden, 05.11.2018 tarihli ek bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması,
2)Dava konusu taşınmazın konumu, 26.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen özellikleri dikkate alındığında; tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilen objektif değer arttırıcı unsurun %70 oranında olacağı gözetilmeden, daha yüksek objektif artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre fazla bedel tespiti,
3) Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan, kamulaştırma nedeniyle yıkılan ve bozma öncesi bedeli verilen yapıların; bozma sonrası gerekçesi gösterilmeden kamulaştırma bedeline ilave edilmemesi;
4) Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 716.32 m²’lik kısmının geometrik durumu, yüzölçümü, bilirkişi kurulu raporunda yazılı özelikleri ile kamulaştırma amacı nazara alındığında bu bölümün kullanılamaz hale geldiği anlaşıldığından bu kısmın da bedeline hükmedilmesi gerekirken , eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
5)Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru olmadığı gibi;
6)Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7139 sayılı Kanunla Değişik 10. maddesinin 8. fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak kamulaştırma bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve derhal ödenmesi gerektiğinden;
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.050,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya, 3.050,00-TL vekalet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 25/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.