Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 2019/483 E. 2019/3247 K. sayılı kararda, sanıkların ihmali davranışla görevi kötüye kullandıkları suçundan mahkum edildikleri belirtilmektedir. Ancak, sanıkların cezalarının yasal koşulları sağlamadığından müdafin duruşmalı inceleme istemlerinin reddedildiği ve incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildiği ifade edilmiştir.
Kararda, sanıklara isnat edilen suçun 5237 sayılı TCK'nın 257/2. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırına göre aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihleri ile inceleme günü arasındaki durma sürelerinin de eklendiğinde dahi ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği belirtilmiştir. Bu nedenle, hükümlerin CMUK'nın 321. maddesi uyarınca bozulması gerektiği ifade edilmiş ve sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı düşmesine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri detaylı olarak açıklandığında, TCK 257/2. maddesi: \"Görevi kötüye kullanmak suçu, kamu görevlisi olan kişinin yetkisini kötüye kullanması durumunda işlenir ve altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.\" CMUK 318. maddesi: \"Temyize konu olan bütün hükümleri değerlendirmek görevi.\" CMUK 321. maddesi: \"Birinci Derece Mahkemesince verilen hükümlerin temyiz eden tarafından sadece başvuru dilekçesi ile yapılan itirazların incelenme esnasında reddedilmesi veya temyiz talebinin yokluğuna karar verilmesi durumunda, Yargıtay bir karar vererek hükmü bozabilir.\" CMK 223/8. maddesi: \"Kovuşturma aşamasında olan dava, eğer herhangi bir halde ilgili suçun ceza yaptırımı gerçekleşecek zamanaşımı süresinin dolmasıyla sona erer.\"