17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/11516 Karar No: 2016/10735
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/11516 Esas 2016/10735 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/11516 E. , 2016/10735 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı hazine vekili, davalı borçlu ...’nın kamu alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmazın 1/4 hissesini davalı kardeşi ...’e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ... vekili, borçlunun uzun süre ceza evinde kaldığını müvekkilinin yardımcı olduğunu ancak borç verdiği paraların ödenmemesi üzerine taşınmazı devrettiğini haksız açılan davanın reddini savunmuştur. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap vermemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamından tasarrufun iptali davasının koşullarının oluştuğu, ivazlar arasında fahiş fark olduğu ve danışıklı devir olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6183 sayılı yasaya göre yapılan takipte borçlunun vergi borcunun tahsiline engel olmak için kardeşine yaptığı tasarrufun anılan yasanın 28/1.maddesi gereğince bağış niteliğinde olup iptali gerektiğinden davalı ...’in aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarının kabulü halinde takip konusu alacak ile tasarrufa konu şeyin bedelinden hangisi az ise o değer üzerinden harç alınması gerekir. Somut olayda dava konusu taşınmazın değeri vergi borcundan düşük olduğu için o değerin esas alınması gerekmekle birlikte bilirkişi taşınmazın tamamının değerini 201.213,00 TL olarak belirlemiş olup dava konusu olan ve iptali edilen tasarruf ise bunun 1/4 hissesi yani 50.553,00 TL üzerinden harç alınması gerekirken tümünün değeri üzerinden fazla harç alınması hatalı olmuştur. Öte yandan 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir. Ne var ki, H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 2.bendindeki “13.813,17 TL“ ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “3.453,00 TL“ ibaresinin yazılmasına 3.bentteki ibarelerin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine 3.bent olarak ”Davacı lehine 1.320 TL maktu avukatlık ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine“ ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.