3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/15970 Karar No: 2017/15596 Karar Tarihi: 09.11.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/15970 Esas 2017/15596 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/15970 E. , 2017/15596 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde şirket tarafından 2011/04-2012/02 fatura dönemine ilişkin olarak belirtilen aylarda dâhil olmak üzere kayıp kaçak bedeli adı altında davalıya haksız olarak ödenen 10.000 TL tutarın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde husumet itirazında bulunarak, alınan bedelin mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki belgelerden faturaların davalı şirket tarafından düzenlendiği, davalı tedarik şirketinin de tahsil ettiği kayıp kaçak bedelini dağıtım şirketine aktardığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacının ödemesi gereken faturayı düzenleyip bu faturaya kayıp kaçak bedelini de dâhil eden davalı tedarik şirketinin davada husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi doğru değildir. Diğer anlatım ile kayıp kaçak bedelinin istirdadı talebini içeren davada husumet bu bedelleri doğrudan düzenlediği faturaya yansıtan tedarik şirketine de, bu bedellerin tedarik şirketi tarafından aktarıldığı dağıtım şirketine de düşer. Dağıtım ve tedarik şirketlerinin iç ilişkilerindeki paylaşım da bedellerin haksız olduğunu ileri sürerek istirdadını isteyen davacıyı bağlamaz. Mahkemece, işin esasına girilerek deliller toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.