11. Hukuk Dairesi 2020/2696 E. , 2020/5331 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02.11.2017 tarih ve 2014/164 E- 2017/836 K. sayılı kararın davacı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 30.11.2018 tarih ve 2018/590 E - 2018/1857 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, dava dışı oğlu ... adına tapunun ... Mah., 89 pafta, ... ada, ... parsel, 2. kat ... bağımsız bölüm numarasında kayıtlı, davalı banka lehine ipotekli taşınmazı, oğlu ...’den satın aldığını, satıcının kredi borcunun tamamını bankaya ödediğini, ancak satıcının çeklerden kaynaklanan borcu nedeniyle, davalı banka tarafından Antalya 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/2967 esas sayılı dosyasıyla, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, çeklerle ilgili herhangi bir kefaletinin bulunmadığını ileri sürerek, söz konusu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ipoteğin, bankanın kredili müşterisi dava dışı ..."nin bankaya olan borcunun teminatı olduğunu, davacının aynı talepleri üzerine icra hukuk mahkemesinde açılan davanın reddine karar verildiğinden, davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacının taşınmazı satın aldığı ..."nin 10.02.2013 ve 10.03.2013 keşide tarihli toplamda 70.000.-TL bedelli çekleri ödememesi üzerine Antalya 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/1446 ve 2013/2565 esas sayılı dosyaları ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip, 2013/2967 esas sayılı dosyasıyla da ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, davacının taşınmazı ipotek ile yükümlü olarak satın aldığını, ipoteğin ..."nin doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava dışı asıl borçlu ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine, 26.04.2010 tarihinde davalı banka lehine 60.000.-TL bedelli ipotek tesis edildiği, taşınmaz üzerindeki ipoteğin 06.07.2011 tarihinde limitinin 20.000.-TL arttırılarak toplam ipotek miktarının 80.000.-TL’ye çıkartıldığı, ipotek akit tablosuna göre dava dışı ..."nin Türkiye İş Bankası A.Ş ve diğer tüm şubeleri tarafından açılacak olan her türlü krediden, borçlusu veya cirantası olduğu/oldukları senetlerden veyahut teminat cirosuyla verdiği/verdikleri senetlerden ve diğer her türlü nedenden bankaya karşı doğmuş doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere azami had (üst limit) ipoteği tesis edildiği, davacının ipotekli taşınmazı dava dışı ...’den satın aldığı, davalı banka tarafından davacıya keşide edilen ihtarname ile, asıl borçlunun borcu muaccel hale geldiğinden 80.000.-TL alacağın ipotekli taşınmaz maliki sıfatıyla üç gün içinde ödenmesi, aksi takdirde ipotekli taşınmazın satılarak paraya çevrilmesi için yasal yollara başvuracağının ihtar edildiği, ihtarnamenin 26.03.2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının ihtarnameye herhangi bir itirazının olmadığı, davalı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçtiği, davalı bankanın azami had ipoteği nedeniyle borcun üst limiti ödeninceye kadar davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırmama hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın reddine, koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebinin de reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı asil tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının, genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını, kredi borçlusunun çeklerden kaynaklanan borcuna kefil olmadığını ve ipotekli olarak satın aldığı taşınmazdan kaynaklanan kredi borcunu ödediğini ileri sürerek menfi tespit davası açtığı, banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarından davacının davalı bankanın ... Şubesi’nde bulunan ..."nin kredi hesabına 04.02.2013 tarihinde 115.000.-TL, cari hesabına da 22.02.2013 tarihinde 4.200.-TL ödeme yaptığı, davacı tarafından yapılan bu ödemelerin dava dışı asıl kredi borçlusu ..."nin çerçeve niteliğindeki genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi borcuna mahsuben tahsil edildiği, ancak takip ve dava konusu yapılan çeklere karşılık ödeme yapıldığının tespit edilmediği, davacı tarafından taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması koşulu ile ödeme yapıldığı iddiasının davalı banka tarafından kabul edilmediği, davacının ipotekli taşınmaz maliki olması nedeniyle, ipotek limiti dahilinde, davalı bankanın senetler de dahil, doğmuş ve doğacak tüm alacaklarından sorumlu olduğu, mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun gerekçesiyle davacı asilin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı asil tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı asilin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24.11.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.